Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

HAYDİN MESCİD-İ AKSAYI Savunmaya...... (1 Kullanıcı)

_ilknur_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Nis 2010
Mesajlar
349
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
bitsin artık şu zülüm ;( ;( ;( müslüman kardeşlerimizin hergün canice katledilmesi öyle üzüyorki hergün dua edyorum rabbim o zalimlerin belasını tez elden versin inşallah .......
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
images
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
turk-medyasinin-mavi-marmara-sinavi.jpg



Zaman Yazarı İsrailce Konuştu!

İLİŞKİLERİN RAYINA GİRMESİ ABD-İSRAİL VE TÜRKİYENİN ÇIKARINAYMIŞ...
MAVİ MARMARA YOLA ÇIKARSA ORTALIK KARIŞIRMIŞ...



Türkiye`den yeni bir Gazze`ye yardım filosu yola çıkarsa, ihtilafın giderilmesi şöyle dursun, alevlenmesi işten bile değil. Bölgede zaten yeterince kazan kaynıyor. Bir kazanın da Doğu Akdeniz`de kaynaması kimseye fayda sağlamaz.

İsrail ile aklın yolu
Ali H. Aslan-ZAMAN

Ortadoğu`da İsrail`in Türkiye`ye olan ihtiyacının, Türkiye`nin İsrail`e olan ihtiyacından daha fazla olduğu doğru. Ancak Türkiye de, İsrail`in dünyada, özellikle Batı`da bağlantılı olduğu güçlü lobi ve nüfuz mekanizmalarından ciddi çelmeler yiyebilir.



İsrail Başbakanı Netanyahu`nun Washington ziyaretinin ikili gündeminde, ön sıralarda olmasa da, Türkiye ile ilişkiler de vardı. Kaynaklara göre, İsrailliler Beyaz Saray`a Türkiye`yle yeniden masaya oturmaya istekli oldukları sinyalini vermişler. Mavi Marmara vakasından sonra Türkiye`nin talep ettiği özür ve tazminatta mutabakata varılamaması, İsrail`le ilişkilerin en düşük seviyede kalmasına yol açıyor. Oysa Ankara-Tel Aviv ilişkilerinin biraz rayına girmesi hem Türkiye, hem İsrail hem de ABD`nin çıkarına.

Türk-İsrail soğukluğunun sadece Mavi Marmara olayından kaynaklanmadığı, evveliyatı olduğu muhakkak. Arap-İsrail sorununda Tel Aviv`in kendi lehine gördüğü statükoyu korumaktaki ısrarı, Ankara`nın yeniden tanımlamış olduğu bölgesel çıkarlarıyla çatışıyor. İsrail hâlâ eski korkularını üzerinden atamamış İsrail olabilir, ama Türkiye büyük ölçüde değişti. Arap dünyasıyla arasına mesafe koyan ve risk almayan eski Türkiye gitti. Yerine; güneyi ile ticari, kültürel ve siyasi alışveriş açığını kapatmak isteyen, atılımcı, ön alan ve özgüvenli bir Türkiye geldi. Ankara, güney hinterlandında Filistin meselesi dahil süregelen ihtilafların çözümünü istiyor. Çünkü bu sorunlar hem potansiyelin açığa çıkmasını engelliyor hem hedefe yürürken Türkiye`nin önünü kesiyor.

Mavi Marmara gemisindeki 9 Türkiye vatandaşının geçen sene İsrailli askerlerce uluslararası sularda öldürülmesi, kanlı Gazze harekâtından bu yana iki ülke arasında tırmanan gerginliği ayyuka çıkardı. Türkiye`den yeni bir Gazze`ye yardım filosu yola çıkarsa, ihtilafın giderilmesi şöyle dursun, alevlenmesi işten bile değil. Bölgede zaten yeterince kazan kaynıyor. Bir kazanın da Doğu Akdeniz`de kaynaması kimseye fayda sağlamaz. Dolayısıyla ok yaydan çıkmadan Ankara`nın ne yapıp ne edip sivil toplumu ikinci bir krizden caydırması elzem. Mısır`ın Gazze sınırını süresiz olarak açmış olması bu konuda önemli bir yardımcı faktör. Hükümetin `sivil toplum girişimidir, müdahale edemeyiz` izahatı Washington`da inandırıcı bulunmuyor. Filoya öncülük eden grubun bazı AK Partililerle bağlarına dikkat çekiliyor. Ayrıca, BM Genel Sekreteri Ban`ın ikinci filoyu ilişkin açıklamaları da uluslararası toplumdan aynı seviyede destek alamayabileceğimizi gösteriyor.

mutlak kaybet-kaybet durumu var

Mavi Marmara olayına ilişkin resmi müzakerelerde İsrail`in `üzgünüz` (İngilizcesi `sorry`) deme noktasına geldiği, Türkiye`nin daha kuvvetli bir pişmanlık beyanı olan `özür` (İngilizcesi `apology`) kelimesini istediği biliniyor. Burada en büyük eksikliklerden biri, hakem olarak devreye girebilecek, iki ülkenin de hatırını saydığı bir uluslararası kişilik ya da unsurun bulunmaması. ABD, İsrail konusunda dürüst arabulucu olamayacak kadar yanlı. Birleşmiş Milletler, İsrail`in hazzetmediği bir yapı. Avrupa Birliği ise ne Türkiye ne İsrail`in fazla güvendiği bir oluşum. Dolayısıyla iş, iki ülkedeki yapıcı unsurlara düşüyor. `İsrail`le ilişkileri düzeltmeye çalışmaya ne gerek var, bu durumdan asıl zararı onlar görür` argümanına katılmıyorum. Her şeyden evvel, bir tarafın daha fazla zarar görme ihtimali, diğer tarafın hasar almayacağı manasına gelmiyor. Ortada mutlak bir kaybet-kaybet durumu var. Üstelik neticede kimin daha fazla zarar göreceği de tartışılır. Şu anda Ortadoğu`da İsrail`in Türkiye`ye olan ihtiyacının, Türkiye`nin İsrail`e olan ihtiyacından daha fazla olduğu doğru. Ancak Türkiye de, İsrail`in dünyada, özellikle Batı`da bağlantılı olduğu güçlü lobi ve nüfuz mekanizmalarından ciddi çelmeler yiyebilir. Son dönemlerde Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve sivil toplumu aleyhine Batı`da yürütülen bazı kampanyalara bir de bu zaviyeden bakmakta fayda var.

israil`le atışmak enerji kaybı

İsrail, bir bölgesel devletten ibaret değil. Dünyadaki her Yahudi, farklı boyutlarda da olsa, bir şekilde İsrail`in kaderiyle ilgilidir. Kolları hemen her yere uzanan bu güçlü ve aktif uluslararası olguyla çatışmak, Türkiye için büyük enerji israfı. Kaldı ki, tarihsel düşmanlığımız olmayan ve ecdadın yaptığı sayısız iyilikten dolayı bize saygı da duyan bir eski Osmanlı unsurunu, özellikle ABD`de bazı hasım Ermeni ve Yunan grupların kucağına itme tehlikesi var. Türkiye ile İsrail`in arası iyiyken, transnasyonal Yahudi cemaatleri Türkiye`ye dışarda vurulmak istenen yumrukların etkisini kırıyordu. Şimdi Türkiye bu setten mahrum kaldığı gibi, bir de zaman zaman Yahudi lobisinin yumruklarına maruz kalabiliyor.

Türkiye, içine kapalı ve zayıf bir ülke iken, dış hasımlar iç kaoslarımıza tuz biber ekerek bizi kolayca dize getirir, sonuçta istediklerini alırdı. Artık içerde -mesela darbe organizasyonu gibi- hamleler yapma şansları azaldı. Ama resmi ve sivil Türkiye, son dönemlerde dünyaya açılarak global arenanın hemen her köşesinde faaliyet göstermeye başladı. Bu da, bazı hasım transnasyonel lobilerin uluslararası varlığımıza yerinde darbe vurarak Türkiye`ye zarar verme kabiliyetini de artırdı. O nedenle Ankara`nın `komşularla sıfır problem` vizyonu, `transnasyonel lobilerle sıfır problem` hedefiyle pekiştirilmeli. Dışişleri Bakanı Davutoğlu`nun şahin Ermeni diasporasına dahi açılımdan söz ettiği bir dönemde, uzun yıllar Ermeni, Kıbrıs ve PKK meselelerinde destek gördüğümüz daha büyük bir lobiyle savaşmak anlamsız.

Sözün özü, Türkiye ile İsrail`in birbirini acıtmayı sürdürmesi, iki tarafta da ciddi zayiatlara yol açıyor. Bölgesel rekabette de en çok İran`ın işine yarıyor. Belki birbirlerini eskisi kadar sevemeyecek ve güvenemeyecek olsalar bile, Ankara ve Tel Aviv`in bu ihtilafa artık bir hal çaresi bulması aklın gereği. Karşı cephedeki akıl tutulmaları da, kendi aklımızı kullanmaya mani olmamalı. Mümkün mertebe kimseyle didişmeden, yola devam. Zira zaman lehimize işliyor...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Golan, Yiğitlerin Kanlarıyla Doldu

Siyonist İsrail askerlerinin Golan tepelerinde yaptığı katliam sonucu, 23 KİŞİ ŞEHİD OLDU, 350 YARALI..

06 Haziran 2011
kullanici.png
Anadolu Haber



İsrail işgal askerlerinin, diyarlarına ve topraklarına dönmelerini engellemek için ördüğü tel örgüleri ve ektiği mayınları Nekse'nin yıldönümünde aşmaya çalışan vatandaşlara işgal askerlerinin gerçek kurşun sıkması sonucunda 23 kişi şehid oldu 350'den fazla kişi de yaralandı.

Şehid olanların listesini açıklayan Dr Kenan, yaralılardan 20 kişinin işgal askerlerinin attığı gaz bombaları nedeniyle boğulma tehlikesi geçirdiklerini ifade etti.
Bölgede bulnan bir muhabir, İsrail askerlerinin diyarlarına ve topraklarına dönmek isteyen Suriyeli ve Filistinli genç göstericilere canlı kurşun sıktığını, göz yaşartıcı ve fosfor bombaları kullandığını, tel örgüler boyunca keskin nişancılar konuşlandırdığını ve gençlerin tel örgülere yaklaşmalarını önlemek için yangınlar çıkardığını söyledi.
Muhabir ayrıca işgal askerlerinin alevlenen yangınları söndürmeye çalışan itfaiyecilere ve yaralıları kurtarmaya çalışan sağlık ekiplerine canlı kurşun sıktığını belirtti.
Muhabir; işgal askerleri tarafından sıkılan canlı kurşun ve atılan bombalara rağmen yüzlerce gencin işgal altındaki Mecdeşşems beldesi mukabilinde Aynettiyna ve Kunaytra bölgelerinde birden fazla kez bir çok yerdeki mayınları ve tel örgüleri aşmaya ve Golan topraklarına girmeye çalıştıklarını söyledi.

Kurşunlar ve Bombalar Bizi Caydırmayacak
Mecdeşşems beldesi mukabilinde tel örgüleri aşarak Golan topraklarına giren gençlerden Muhammed Şuheyr, “işgal askerlerinin bizi önlemek için sınır bölgelerinde daha fazla mayın ektiğini ve bizlere canlı kurşun sıkacağını gayet iyi biliyoruz. Fakat tüm bunlar, diyarlarımıza ve asıl sahipleri olduğumuz topraklarımıza dönmekten bizi caydırmayacak. İşgal askerlerinin açtığı ateş sonucunda yanımda bulunan bir arkadaşım şehid oldu, onu kendi gözlerimle gördüm, yinede topraklarımıza ve diyarlarımıza dönmekte ısrarlı ve azimliyiz” şeklinde konuştu.
28 yaşında olduğunu ve en büyük hayalinin Golan topraklarında İsrail bayrağı yerine Suriye bayrağını göndere çekmek olduğunu ifade eden Şuheyr, bunun er yada geç bir gün mutlaka gerçekleşeceğine kesinlikle inandığını söyledi.
Gençler arasında bulunan Can el-Ahras ise; “...ellerimizde Suriye ve Filistin bayrağını taşıyarak geldik buraya, İsrail askerleri ise bizleri canlı kurşunlarla ve bombalarla karşıladı... onlardan ve silahlarından korkacağımızı sanıyorlar, fakat bu kesinlikle olmayacak, diyarlarımıza dönmek ve asıl sahipleri olduğumuz topraklarda Suriye bayrağını dalgalandırmak istiyoruz, buda mutlaka olacak...” dedi.
Lazkiye'nin Ceble kentinden gelen iki genç; “... bizler işgalci İsrail'den kokmuyoruz, asıl korkması gereken onlardır, çünkü bizler ve Mecdeşşems beldesindeki akrabalarımız arasında duruyor. İşgal askerleri ne yaparsa yapsın kurşunlarıyla bombalarıyla bizleri korkutamaz, biz canımızı vatan için Golan'ı kurtarmak için feda etmeye hazırız...” diye konuştular.
Gördüğümüz Sahne Onur Verici
İşgal Cezaevlerindeki Arap Esirleri Destekleme Komitesi başkanı ve İsrail esaretinden kurtarılmış Ali Yunus; nekse yıldönümünde bugün tanık olunan sahnenin onur verici bir sahne olduğunu ifade ederek, işgal altındaki toprakları kurtarma anının yaklaştığını ifade etti.
Yunus, mayınlara ve sıkılan canlı kurşunlara rağmen gençlerin işgal altındaki Golan topraklarına dönme ve bu toprakları kurtarmaya azimli olduklarını, bu bağlamda da canlarını ve kanlarını feda etmeye hazır olduklarını belirtti.
Golan topraklarını sulayan şehit ve yaralı kanlarının işgalden kurtarmanın başlangıcı olduğunu ifade eden Yunus, gençlerin ne sıkılan kurşunlardan ne bombalardan ne de İsrail askerlerinden korkmadıklarını söyledi.
Yunus; bu gençlere karşı her türlü vahşeti uygulayan işgal ordusunun, cezaevlerinde bulunan Arap esirleri yavaş ölüme terk etme ve Golan topraklarında toplu cezalandırmalarda bulunan ordunun aynısı olduğunu belirtti.

Halkın İradesi Tüm Cellatlardan Daha Güçlüdür
İşgal altındaki Golan Muhtarı İsam Şalan; Suriye ve Filistin halkının meşru haklarının yanında ortak kaderlerinin bu ümmetin ortak gelecek ve birliğini belirtmekte olduğunu söyledi.
Şalan; “... bizim haklarımız var... İsrail'in hoşuna gitse de gitmese de bu hakları geri alacağız... işgal askerleri, uçakları, silahları ve topları bizleri korkutamaz... halk tüm cellatlardan daha güçlüdür... er yada geç halkın iradesi zafere kavuşacaktır...” dedi.
İşgal altındaki topraklarda yaşayan halkımızın Golan toprakları ile anavatanı birbirinden ayıran tel örgüleri aşmaya çalışan kardeşlerine yardımcı olmalarının aynı hayali paylaştıklarına bir kanıt teşkil ettiğini söyleyen Şalan, İsrail askerinin iki taraf arasında oldukça zayıf ve korkak göründüğünü belirtti. Ayrıca gençlerin hiç bir silaha sahip olmadıkları bir sırada işgal askerinin ise her türlü silahla donatılmış olmasına rağmen adeta korku ve cesaretin yüz yüze geldiğini ekledi.
Suriye Her Zaman Filistinlilere Yardım Etmeye Hazır

Kunaytra Vali Yardımcısı Muhammed Huneyfis ise, Kunaytra'nın gençleri kucaklamak için gerekli tüm hazırlıkları yaptığını ifade ederken ilgili tüm kuruların olağanüstü duruma geçtiklerini söyledi. Ayrıca hastane, sağlık merkezleri, ambulans ve sağlık ekiplerinin gereken yardımları sunmak için alarmda olduklarını ekledi.
Suriye'nin her zaman halkların kaderinin kendilerinin elinde olduğuna inandığını söyleyen Huneyfis; halk iradesinin her şeyden daha güçlü olduğunu, Suriye'nin de her zaman Filistinli kardeşlerimize yardımcı olmaya hazır olduğunu ifade etti.
Lübnanlı ve Filistinliler Nekse Yıldönümünü Kutladı
Aynı çerçeve altında Lübnanlı ve Filistinli yüzlerce genç, Lübnan'ın güneyinde düşen el-Udeyse beldesi girişinde bir araya gelerek Neksenin yıldönümünü andılar.
Lübnan Ulusal Haber Ajansı; ellerinde Lübnan ve Filistin bayrağını taşıyan gençlerin işgalci İsrail'i kınayan sloganlar atarak asıl sahipleri oldukları Filistin topraklarına ve diyarlarına dönme talebinde bulunduklarını aktardı.
İşgal askerlerinin sınır boyunca varlığını pekiştirdiğini kaydeden ajans; sınır bölgelerinde konuşlanan işgal askerlerine tank ve zırhlı araçların eşlik ettiğini belirtti.
capt.photo_1307302562582-10-0.jpg

capt.photo_1307301477328-2-0.jpg
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Pazartesi Raid Salah İçin Konsolosluk Önündeyiz


Özgür-Der tarafından yapılan açıklamada 4 Temmuz pazartesi saat 14:00 'da Tepebaş'ında bulunan İngiltere Konsolosluğu önünde Raid Salah özgürlüğü için oturma eylemi yapılacağı bildirildi.
Filistin ve Kudüs davasının sembol şahsiyetlerinden Raid Salah 25 Haziran tarihinden beri hukuksuz bir şekilde tutuklandı. İngiltere’de sivil kuruluşların daveti üzerine 1 ay önceden netleşmiş programı çerçevesinde yaptığı vize başvurusu kabul edilen Raid Salah kaldığı otelde geceyarısı baskınıyla gözaltına alındı ve hukuksuz bir şekilde vizesi iptal edilip sınır dışı edilmeye çalışıldı. Bu uygulamaya karşı meşru direnme hakkını kullanan Raid Salah sınırdışını kabul etmeyeceğini bildirmiş, İngiliz makamları ise Salah’ı tutuklayarak yeni bir hukuksuzluğa imza atmıştır.

İngiltere, Siyonist çetenin devletleşmesi sürecindeki oynadığı büyük rolden bugüne siyonizmle sürekli ittifak ilişkisi kendi kanunlarını dahi çiğnemeye yol açtırıyor. Daha önce İngiltere’ye defalarca giden Raid Salah’ı Siyonist lobinin çabasıyla engellemeye çalışıyor.

Raid Salah’a yapılan bu hukuksuzluğu protesto ediyoruz. Bu hukuksuz muameleyi kabul etmiyoruz ve Raid Salah’ın derhal serbest bırakılmasını ve fikirlerini özgürce ifade edebileceği ortamın kendisine sağlanmasını talep ediyoruz.

Tarih: 4 Temmuz 2011 Pazartesi

Saat: 14.00

Yer: İngiltere Konsolosluğu Önü-Tepebaşı
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Raid Salah İçin Özgürlük Eylemi

Filistin ve Kudüs davasının sembol şahsiyetlerinden Raid Salahın 25 Haziran tarihinden beri hukuksuz bir şekilde tutuklanması Özgür Der'in çağrısı ile İngiltere'nin İstanbul konsolosluğu önünde protesto edildi.
İngiltere’de sivil kuruluşların daveti üzerine 1 ay önceden netleşmiş programı çerçevesinde yaptığı vize başvurusu kabul edilen Raid Salah kaldığı otelde gece yarısı baskınıyla gözaltına alındı ve hukuksuz bir şekilde vizesi iptal edilip sınır dışı edilmeye çalışıldı. Bu uygulamaya karşı meşru direnme hakkını kullanan Raid Salah sınırdışı uygulamasını kabul etmeyeceğini bildirerek direnişe geçmişti.

İstanbul da Özgür Der’in Raid Salah ile dayanışmak için yaptığı eylem İngiltere’nin İstanbul konsolosluğu önünde gerçekleşti. Dayanışma eylemine İHH, Gençlik Derneği, Mazlum Der gibi STK’lar da destek verdi.

Eylem de ilk olarak söz alan Özgür Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, İngiltere’nin gerçekleştirdiği hukuksuzluğun Raid Salah’ın şahsında Filistin direnişini ve tüm Ümmeti hedef alan bir saldırganlık olduğunu söyledi. İngiliz devletinin bu tavrıyla yaklaşık bir asırdır Ümmet’in başına bela ettiği Siyonist çeteye hizmet etmeyi sürdürmek anlamına geldiğini vurgulayan Rıdvan Kaya Raid Salah’ın hukukunu savunmanın Kudüs’ü ve Filistin’in hukukunu savunmak demek olduğunu hatırlattı. Raid Salah’ın anti-semitizim suçlaması ile sınır dışı edilmeye çalışılmasının açık bir sahtekarlık ve karalama olduğunun altını çizen Kaya Siyonizme karşı çıkmanın anti-semitizm yaftasıyla mahkum edilmeye çalışıldığını oysa Müslümanlar’ın ırkçı olamayacağını, anti-semitizim suçlamasının ise bizzat ırkçılık olduğunu söyledi. Kaya açıklamasının devamında Raid Salah’a yönelik bu hukuksuz tutumun tüm Filistinlilere ve Müslümanlara yönelik olduğunu ifade ederek halen Irak’ta ve Afganistan’da Müslümanlara karşı saldırgan bir güç konumundaki İngiltere’nin Raid Salah’a karşı bu tutumuyla kirli siciline yeni bir suç daha eklemiş olduğunu söyledi.

Eylemde söz alan gazeteci yazar Ahmet Varol Raid Salah’ın vakur bir direnişçi olduğunun altını çizdi. Raid kelimesinin Arapçada rehber anlamına geldiğini söyleyen Ahmet Varol Raid Salah’ın kelimenin gerçek anlamıyla bir rehber olduğunu vurguladı.

Son olarak söz alan Yazar Ali Öner İngiltere’nin Filistin politikasının başından beri Siyonizm’e hizmet ettiğini vurguladı.

Konuşmaların ardında oturma eylemine geçildi. Marşların okunduğu eylem Bahadır Kurbanoğlu’nun duası ile son buldu.
raid-salah-20110704-01.jpg

 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
4332.jpg


Raid Salah Serbest Bırakılıyor...


İngiltere, iki haftadır sürdürülen ayıba ve hukuksuzluğa son verme kararı aldı... İSTANBUL'da yarın yapılacak protesto İPTAL EDİLDİ.

İngiltere Yüksek Mahkemesi bugün 1948'de işgal edilen topraklarda faaliyet gösteren İslami Hareket'in lideri Şeyh Raid Salah'ın serbest bırakılmasına karar verdi.

Medya kaynaklarından edinilen bilgiye göre, İngiltere'de cezaevi yönetimleri Cumartesi ve Pazar günleri çalışmadığı için mahkemenin kararı Pazartesi günü yerine getirilecek.

İngiliz polisi Şeyh Raid Salah'ı yaklaşık iki hafta önce Filistin hakkında konferans vermek üzere geldiği Londra'da hiçbir suçlamada bulunmadan gözaltına almış ve ülkeden sınır dışı edilmesine karar vermişti.

İngiliz polisinin kararına itiraz eden Şeyh Raid Salah ise kararın iptali için mahkemeye başvurmuştu.

Siyonist lobinin baskıları sonucu gözaltına alınan Şeyh Raid Salah Londra'nın kuzeyinde göçmenler idaresine bağlı bir cezaevine konmuştu.

İngiltere'deki Filistin dostları birkaç gün önce başkent Londra'da Başbakanlık konutu önünde gösteri yaparak Şeyh Raid Salah'ın gözaltına alınma kararını protesto etmiş ve serbest bırakılmasını istemişti.

Amerikalı ünlü düşünür Chomsky de Şeyh Raid Salah'ın Londra'da gözaltına alınmasını eleştirerek Şeyh Raid Salah'ın Arap toplumunu temsil etmedeki rolünü övmüş ve İngiliz Hükümeti'nden Şeyh Raid Salah'ı serbest bırakmasını istemişti.

İSTANBUL’DAKİ PROTESTO İPTAL EDİLDİ

Türkiyeli Müslümanlar birçok eylemle Raid Salah’ın tutuklanmasını protesto etmişlerdi. 16 Temmuz Cumartesi günü de İstanbul Tepebaşı’ndaki İngiltere Konsolosluğu önünde İngiliz zulmü protesto edilecekti. Filistin Dostları’nın 15.00’te yapacağı eylem Raid Salah’ın serbest bırakılması üzerine iptal edildi.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Adım adım 2. Gazze savaşı: 15 şehid

249662.jpg


İsrail halkının sürekli protesto ettiği Netanyahu hükümeti kurtuluşu Gazze'ye saldırmakta buldu. Dün başlatılan Gazze bombardımanı bugün de devam etti. 5'i çocuk 15 kişiyi hayatını kaybetti.

İsrail halkının sürekli protesto ettiği Netanyahu hükümeti kurtuluşu Gazze'ye saldırmakta buldu. Dün başlatılan Gazze bombardımanı bugün de devam etti.

İsrail hava kuvvetlerinin saldırıları halen devam ediyor. Saldırılarda şu ana kadar 15 kişinin hayatını kaybettiği 50'den fazla kişinin de yaralandığı bildirildi.

İsrail'in bombardımanı sonrasında 5'i çocuk olmak üzere 15 kişinin hayatını kaybetti. Gelişmeler üzerine Hamas ateşkesten çekildiğini ve misilleme yapacağını açıkladı.
Timetürk
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
KAFİR İSRAİLİN BEDEL ÖDEME ZAMANI...

logo.jpg


Unutmayalım ki 'Konuştuğumuz meseleler, bir başkasının değil, öncelikle bizim kaderimizin bir parçası.'

Ümmetin “Kardeşlik Ruhu”nun göstergesi olarak Gazze’ye doğru yürüyen Mavi Marmara gemisine yapılan ve Türkiye vatandaşı dokuz Müslüman’ın şahadetiyle sonuçlanan İsrail saldırısıyla birlikte gerekli tepkiyi zamanında gösteremeyen, kamuoyunu tatminden uzak tavırlarıyla gerek Türkiye kamuoyunu, gerek İslam Dünyasını hayal kırıklığına uğratan AKP iktidarı, parya siyasetine bağlı Dış Politika anlayışından bugün Dışişleri Başkanı Ahmet Davutoğlu tarafından yapılmış açıklamayla uzaklaşmış görünmekte.

Altay Siyasi Araştırmalar Merkezi olarak, bugün Dışişleri Bakanı’nın ağzından telaffuz edilen söylemi desteklemekle birlikte, işin sadece “özür” e indirgenmemesine dikkat çekmek istiyoruz. Sayın Salih Mirzabeyoğlu’nun 1999 yılında ifade ettiği “Dik durun, karşınızda leşler var!” ihtarının bu vesile ile şuurlarda yerleşmesini ve her daim hatırda tutulmasını konunun muhataplarına hassasiyetle ihtar ederiz.

Cumhurbaşkanının ifadesiyle “Dışişleri Bakanının açıklamaları Türkiye devletinin pozisyonudur" şeklinde ifade edilen anlayışın yukarı da ifade ettiğimiz ihtarın bir tezahürü olarak görmek istiyoruz.

Bu vesile ile, AKP İktidarını, bugün ifade edilen tüm mevzuularda, ”dik durmaya” ve yıllardır yapılamayanı (kendi yapamadıklarını da dahil) “yapıyor/söylüyor” olmak halinden “yapmak” haline geçmelerine ve tarihin kendilerine biçmiş olduğu rolü “murad edilen”e uygun olarak ifa etmeye çağırıyoruz.

Unutmayalım ki
“Konuştuğumuz meseleler, bir başkasının değil, öncelikle bizim kaderimizin bir parçası.”

Saygılarımızla.

ALTAY

Siyasi Araştırmalar Merkezi
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt