Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

***Günümüz gençliği Rasulullah’ı tanıyor mu? Ashabı tanıyor mu? ****** (1 Kullanıcı)

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
36
Günümüz gençliği
Rasulullah’ı tanıyor mu?
Ashabı tanıyor mu?
Ömer b. Abdülazizleri tanıyor mu?
İmam-ı Azamları, İmam-ı Şafileri, İmam-ı Rabbanileri, Buharileri, Müslimleri, Nakşibendileri, Geylanileri, Selahaddin-i Eyyubileri, Şeyh Şamilleri, Osman Gazileri, Kanunileri, Fatihleri, Yavuzları, Yunusları, Mevlanaları tanıyor mu?
Bugün müslümanların nesilleri, nice küfür, günahkâr ve fasık lider sanatçı, film yıldızı vb. sahte öncülerin adlarını hayat hikâyelerini bir çırpıda sayıp anlatabilmekte ve kalplerinde bunlara karşı muhabbet duymaktayken, gönül fatihi dava liderlerinin bırakın hayatlarını, isimlerini dahi bilememektedirler. Bundan da elbette anne baba ve eğitimciler sorumludur.
Bu durumda, acilen nesillerimize örnek insan olarak bu gönül fatihi dava önderlerini tanıtıp sevdirmeliyiz.
Bu aynı zamanda Kur’an’ın metodudur. O da bize rasulleri, nebileri, sâlih kişilerin tevhid mücadelelerini; Firavun, Nemrut ve benzerlerinin kötü akıbetlerini anlatarak Allah Teâlâ dostlarını dost, düşmanlarını düşman bilmemizi öğütlemektedir.
Biz bu önderlerden iki tanesini kısaca hatırlatalım:
Ömer b. Abdülaziz
Bir valinin evinde doğan, israfçı prensler gibi yetiştirilen, her gün birbirinden güzel değerli kıyafetler giyen, saçlarını taramakla uğraştığı için zaman zaman namaz vakitlerini geçiren, insanlar arasında bir “ben” misali sivrilen, zengin ve zarif kimselerce taklit edilen, “Allah’ın verdiği giysilerin, benden bıkmasından korkarım. Çünkü giydiğim elbiseleri insanlar gördü mü eskidiğini sanıyorum” diyen bir insan; işte bu insan, tüm bu imkânlara sırt çeviriyor, rahatlık ve bolluğu terk ediyor ve görkemli bir hayatın zirvesine çıkarak tarihin eşine nadir rastladığı bir kahramanlıkla ağır sorumluluklar altına giriyor.
O kızlarına şöyle sesleniyordu.
“Kızcağızlarım babanızın ateşe atılması pahasına sizler her halde bollukta yaşamak istemezsiniz.”
Bir bayram günü oğlunu eski elbiseler ile görünce dayanamayıp ağladı.
Oğlu sordu:
- Babacığım seni ağlatan nedir?
- Evladım, korkarım ki başka çocuklar seni bu elbiselerle görünce kalbin kırılır.
Bunun üzerine oğlu, halife olan babasına şöyle diyordu:
- Ancak Allah rızasından yoksun kalan veya ana babasına karşı gelen kimsenin kalbi kırılır. Ben ise senin hoşnutluğunu kazanmak suretiyle Allah’ın rızasını ummaktayım.
Hanımı Fatıma’ya:
Babası tarafından beytülmalden hediye edilen gerdanlık konusunda ‘ya gerdanlığı ya beni tercih et’ diyordu.
Eşi Fatıma ise,
“Hayır, ben seni buna ve nice katlarına değişmem, seni tercih ediyorum” diyordu.
Bu ve benzeri olaylar onun Hilafet makamına getirildikten sonra inanç, sorumluluk ve Allah korkusuna dayalı iç âlem inkılâbının meydana getirdiği değişimin işaretleriydi.
Tarihçiler bu tavırlardan dolayı onu dedesi Hz. Ömer radıyallahu anha benzetmişlerdir.
Şimdi de onun nasihatlerine kulak verelim:
“Dünya “sonsuzluk yurdu” değildir. Allah ona fânilik, ehline de yolculuk takdir etmiştir. Öyleyse Allah size acısın. Dünyadan en güzel şekilde ayrılmaya bakın. Gıdanız takva olsun. Çünkü Allah korkusu en iyi gıdadır.
“Dünya”, bir gölge gibidir. Kısala kısala yok olup gidecektir.
Âdemoğlu, dünyada çalışıp didiniyor ve gözlerini ferahlatıyor. Fakat Allah, takdir edip çağırınca ve onu öldürerek huzuruna alınca geride ne eseri, ne de dünyası kalacaktır. Sanatı ve zenginliği başkasına kalacaktır. Dünya zarar verdiği oranda sevindirmez. Az sevindirir büyük acılar çektirir.”
“Siz “sonsuzluk” için yaratıldınız. Şu kadar ki, bir yurttan diğerine göç edeceksiniz. Yemeği boğazınızda kalan, suyu soluğunuzu kesen bir yurtta yaşıyorsunuz. Sevdiğiniz bir şeyi verince, karşılığında ayrılmak istemediğiniz bir sevgilinizi alan bir dünyada yaşıyorsunuz. Öyleyse gideceğiniz ve sonsuzluğu yaşayacağınız yurt için çalışınız.”
(Ömer b. Abdülaziz Dönemi ve İslam İnkılabı, s:62)
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
36
“İnsanlar ancak şu beş şartla yanımıza yaklaşıp bizimle beraber olabilirler:
1- Derdini anlatamayanın ihtiyaçlarını iletmek

2- Göremediğimiz zamanlarda bize adalet göstermek
3- Hakta bize yardımcı olmak
4- Bize ve insanlara ait emanetin gereğini yapmak
5- Yanımızda hiç kimsenin koğuculuğunu yapmamak.
Bu beş şarta uymayan yanımıza yaklaşamaz ve bizimle dost olamaz.”(a.g.e s:94)
Günümüz müslümanları olarak nefis ve nesillerimizde Ömervâri bir inkılaba ne kadar ihtiyacımız var.


Zenbilli Ali Efendi
Zenbilli Ali Efendi elleri arkaya bağlanmış 400 kişiye rastladı.
Bunların padişahın ipek ticaretini yasaklama fermanına uymayan tüccarlar olduğunu öğrendi.
Bunu duyan Müfti Efendi atını sürerek padişahın arkasından yetişir ve der ki:
-Padişahım gördüm ki bazı adamları bağlatmışsın. Eğer muradınız katl ise indallah helal değil.
Sultan Selim öfkeyle:
- Mevlânâ, Nizam-ı âlem için insanların üçte birini katletmek helal değil mi? diye sordu.
Müfti Efendi:
- Helaldir amma işler bozulup büyük fitneler çıktığı zaman.
Yavuz Selim kızarak:
- Saltanat işlerine karışmak senin vazifen değildir.
Zenbilli:
- Sultanım bu ahiret işidir. Buna karışmak benim vazifemdir. Eğer affederseniz kurtulursunuz. Aksi halde büyük ilâhî cezaya müstahak olursunuz.
Diyerek selam bile vermeden padişahın huzurundan ayrıldı.
Yavuz Selim suçluları bağışladı.
Anadolu ve Rumeli kazaskerliğini Zenbilli’ye verdi. Ama o özür beyan etti.
Şunu da gözardı etmemek gerekir ki:
Bu önder ve liderlerin başarısında ihlâs, samimiyet, kulluk bilinciyle beraber onlara gönülden bağlı tâbilerinin de büyük katkısı vardır.
alıntıdır
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
36
Hadis ışığında konuya girmek istiyorum. Bir Hadis-i şerifinde Peygamber Efendimiz şöyle buyurmaktadir:
„Beş şey gelmeden beş şeyin kıymetini iyi bil:
Yaşlılık gelmeden, gençliğin
Hastalık gelmeden, sağlığın, sıhhatin
Fakirlik gelmeden zenginliğin
Ölüm gelmeden hayatın
Meşgul olmadan boş zamanın kıymetini bil.“
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
“Siz “sonsuzluk” için yaratıldınız. Şu kadar ki, bir yurttan diğerine göç edeceksiniz. Yemeği boğazınızda kalan, suyu soluğunuzu kesen bir yurtta yaşıyorsunuz. Sevdiğiniz bir şeyi verince, karşılığında ayrılmak istemediğiniz bir sevgilinizi alan bir dünyada yaşıyorsunuz. Öyleyse gideceğiniz ve sonsuzluğu yaşayacağınız yurt için çalışınız.”
(Ömer b. Abdülaziz Dönemi ve İslam İnkılabı, s:62)



Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.
Allah razı olsun kardeşim. Selam ve baki dua ile kalın
 

gecekondu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
1,726
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Aşıklar Diyarı
selamun aleyküm Kardeşim Allah(c.c.) razı olsun inşallah .. Bu zamanda Dilde müslümanım diyen bir çok insan Peygamber efendimizide ashabınıda tanımıyor çok üzücü bu gerçekten .. Bu Dünyada yolcu olduğumuzu unutmayalım inşallah .. Gerçek anlamda Salih Amel işleyen kullardan olmak dilegiyle .. Rabbim ilmini Artırsın inşallah Allah'a emanet olun selam ve dua ile ....
 

fatmana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Tem 2007
Mesajlar
1,902
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
selamün aleyküm tuğbacığım..emeğine sağlık...hayırlı günler canım.
 

cakdoc

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2008
Mesajlar
1,507
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Allah razı olsun cok guzel bır paylasımdı kardesım..
 

erzsalih

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2009
Mesajlar
967
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
değerli kardesim gerçekten çok güzel bir konuya değinmişsiniz Allah bizleri kendi yolunda ilerleyen kullarından eğler inşallah. Rabbim yar ve yardımıcımız olur inşallah. Emeğinize sağlık
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
501
Puanları
83
Yaş
43
Günümüz gençliği
Rasulullah’ı tanıyor mu?
Ashabı tanıyor mu?
Ömer b. Abdülazizleri tanıyor mu?
İmam-ı Azamları, İmam-ı Şafileri, İmam-ı Rabbanileri, Buharileri, Müslimleri, Nakşibendileri, Geylanileri, Selahaddin-i Eyyubileri, Şeyh Şamilleri, Osman Gazileri, Kanunileri, Fatihleri, Yavuzları, Yunusları, Mevlanaları tanıyor mu?
Bugün müslümanların nesilleri, nice küfür, günahkâr ve fasık lider sanatçı, film yıldızı vb. sahte öncülerin adlarını hayat hikâyelerini bir çırpıda sayıp anlatabilmekte ve kalplerinde bunlara karşı muhabbet duymaktayken, gönül fatihi dava liderlerinin bırakın hayatlarını, isimlerini dahi bilememektedirler. Bundan da elbette anne baba ve eğitimciler sorumludur


esselamün aleyküm verahmetüllahi ve berekatüh...
ne kadar güzel değinmişsiniz ne kadar haklı ve yerinde bir konu bu..
Allah celle celalüh sizden razı olsun...
biraz mahçup diyeceğim aslında biraz değil çok çok mahçup bir hal...
inşallah bilinçlenip hakkın ve hakikatin şuuruyla hareket edenlerden oluruz.
.Ellerinize sağlık
selam ve dua ile
 

azizislam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2006
Mesajlar
1,330
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allah razı olsun gerçekten günümüzün gençleri özentiyle vs gibi şeylerle yabancı ülkelere esinlenip dilimizi yok ediyorken dinimizide yok ediyorlar gittiğim gördüğüm çoğu genç namaz kılmıyor azanından Allah Peygmber efendimizin anıları kıssaları örnekleri çıkmıyor çok çok kötü bir çağdayız :(
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt