Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gök ehli gelecek elçiyi beklerken (1 Kullanıcı)

Gülüşü Yaralı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2008
Mesajlar
5,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
38
Konum
ha bura :)
Web Sitesi
www.facebook.com
Gök ehli gelecek elçiyi beklerken

PEYGAMBERİMİZE vahiy gelmeye başladıktan sonra sıkıntılar üst üste yığıldı. Vahiy yücelerden -Allah’tan- geliyor. Hz. Peygamber de bu emirleri hayatına uyguluyordu.

Bununla yetinemiyor, -peygamberliğin gereği olarak- tebliğ ediyordu. Peygamberliğin 2. yılından itibaren dozunu artırarak devam eden Mekkeli müşriklerin zulmü 4. yılda fiili işkenceye dönüştü. Hele inen “Yakın akrabalarını uyar” ayetinden sonra amcası Ebu Leheb gibi insanların hakaretlerine de maruz kaldı.
5. yılda bazı Müslümanlar Hıristiyanların hâkim oldukları Habeşistan’a göçmek zorunda kaldılar.
6. yılda Hz. Hamza ile Hz. Ömer gibi iki otoritenin Müslüman olmaları Müslümanlara nefes alma imkânı tanıdı. 7-9. senelerinde ise müşrikler ‘tecrit’ politikası sürdürerek Müslümanları boykot ettiler. Müslümanlar Mekke’nin içinde alışveriş yapamıyor, çoğu kez evlerinden çıkamıyorlardı. Yeterli gıda alamayan Müslüman çocukları Mekke’de can veriyorlardı. 9. yılda insaflı bazı müşriklerin de çabalarıyla boykot sona erdirildi. Bu yılın sonunda muhteşem bir olay -mucize- gerçekleştirildi. Yüce Resul, gökteki Ay’ı ikiye böldü.

Mehtaplı bir gecede Hz. Peygamber -Hz. Hamza’nın veya bazı müşriklerin talebi üzerine- ellerini göğe kaldırmış, dua etmiş ve parmaklarıyla Ay’ı işaret etmişti. Mekkelilerin gözleri önünde ikiye ayrılan ayın bir parçası Ebu Kubeys Dağı’na, diğer parçası ise Kueykıan Dağı’na doğru sarktı. Ebu Cehil bu manzara karşısında “Bu büyük bir sihirdir” diye itiraz etti. Ama o gece birçok insan Ay’ın ikiye bölündüğünü gördüklerini kabul ettiler.

Kuran-ı Kerim bu olayı şu ayetle haber veriyor: “Kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı. Onlar bir mucizeyi görseler, hemen yüz çevirirler ve ‘Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür’ derler” (El-Kamer, 1-2; ayrıca Bkz. Tirmizi, Tefsir, 54-3286)

Ay’ın ikiye yarılması Hz. Peygamber’in ‘sema-gök’ ile olan irtibatını yükseltti. 10. senede eşi Hz. Hatice ile amcası Ebu Talib’in vefatları, O’nu yanlızlaştırırken “tek sahip ve dostun Yüce Allah olduğu” duygusunu O’nun zarif ve kırılgan kalbine yeniden dokudu.

Taif şehrine gidip Taiflileri İslam’a davet etmek istedi. Taif, Mekke’ye 160 km idi. Orada 10 gün kaldı. Taif’in liderleriyle, ileri gelenleriyle tek tek konuştu. Ama onlar kalp ve kulaklarını semadan gelen davete bütün bütün kapattılar. Bununla yetinmeyip, kölelerin ellerine tutuşturdukları taşlarla Hz. Peygamber’i taş yağmuruna tuttular. Taif’in dışında yorgun ve bitkin olarak dinlenen yaralı Hz. Peygamber’in yanına inen Cebrail, Taif’in helaki için Peygamberimizin yetkili kılındığını haber verince; O şöyle buyurdu: “Ey Merhametlilerin en Merhametlisi! Eğer bana karşı gazaplı değilsen, çektiğim mihnet ve belalara aldırmam. İlahi! Sen kavmime hidayet ver, onlar bilmiyorlar” (İbni Hişam, II, 20; Heysemi, VI, 35).

Mekke’ye dönüyordu. Hayatının en sıkıntılı anlarıydı. O anları, eşi Hz. Aişe’ye sonraları şöyle anlatıyordu: “Taifte taşlandıktan sonra, geri keder içinde yürüyüp gidiyordum. Karn Sealip denilen yere varıncaya kadar kendime gelemedim. Orada başımı kaldırdığımda başıma yakın bir şekilde bir bulutun beni gölgelediğini gördüm. Dikkatlice baktım. Orada Cebrail’i gördüm. O bana şöyle seslendi: ‘Muhammed! Allah kavminin (Taiflilerin) Sana ne yaptıklarını ve Seni himayeyi nasıl reddettiklerini duymuştur. Allah Sana dağların meleğini göndermiştir... İstersen bu dağları onların başına geçirecektir...”

Taif dönüşünde geceyi geçirdiği bir yerde bir grup cin onu dinledi. Cin Suresi (1-2, 8-10) ve Ahkaf Suresi (29-32) o geceyi anlatır. Onu dinleyen cinler Kuran’a iman ettiler.

Mekke’ye dönmek istiyordu; ama Mekke’nin lider kadrosu O’nun girişine ambargo koymuşlardı. Ancak birilerinin güvencesi altında Mekke’ye girebilecekti. Müşriklerin ileri gelenlerinden birisi olan ‘Mut’im bin Adiyy’, Peygamberimize, Mekke’ye girebilmesi konusunda güvence verdi. Silahlanan Mut’im ve ailesi Kâbe’nin yanına giderek şöyle ilan ettiler: “Ey Kureyş cemaati! Muhammed himayemizdedir. Kimse O’na dokunmayacaktır.” Hz. Peygamber Mekke’ye girip Kâbe’de iki rekat namaz kılıncaya kadar müşrik olan Mut’im oğulları silahlarını bırakmadılar (İbni Kesir, el-Bidaye, III, 182).

Hayat garip olaylarla doludur. Hesapta olmayan şeylerle muhatap olabilirsiniz. Aradan yıllar geçer. Mut’im Müslüman olmaz. Mekke’de Peygamberimize güvence veren ve onu oğullarıyla koruyan Mut’im, Bedir harbinde Hz. Peygamber’e karşı savaşır. Savaşta hayatını kaybeder. Savaşın sonunda Mekkeli esirlere ne yapılacağı konusu konuşulurken; Hz. Peygamber’in dudaklarından şu sözler dökülür -işitilen bu sözler vefa adına ders verir nitelikteydi-: “Şayet Mut’im hayatta olup, benden esirleri bağışlamamı isteseydi, fidye almadan hepsini serbest bırakırdım.” (Buhari, Humus, 16)

Savaşta hayatını kaybeden müşrik lider için bu cümleleri kullanıyor. Yıllar önce kendisine iyilik yapan ama savaş sahnesinde kendine karşı savaşan düşmanını öyle hatırlıyor. “Eğer ölmeseydi; onun hatırı için bütün Mekkeli müşrikleri serbest bırakırdım” diyor.

(Yazımızın Miraç aşamasına önümüzdeki hafta devam edeceğiz.)

Not: 8 Temmuz’u 9 Temmuz’a bağlayan gece Miraç kandilidir. O gece saat 22.45 dan itibaren Star TV’de canlı yayınımız var. O geceyi beraber ihya edelim.



Doç.Dr. Nihat Hatipoğlu




 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
O müşriklerin peygamber sevgisi onları kurtaramadı..Ebu talibte Efendimizi(s.a.v) seviyordu onu diğer müşriklerden koruyordu ama ne oldu müşrik olarak öldü ve sonsuz bir azap içinde...
 

TakeOne

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Eki 2008
Mesajlar
6,064
Tepki puanı
37
Puanları
48
Konum
Ankara
Allah bilir kimin ne durumda olduğunu. Rahmeti sonsuz bir rabbimiz var. Ümit kesmemek lazım gelir.
 

mina44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 May 2011
Mesajlar
69
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
islam öyle bi dinki imanı olan kimsenin umudu ümidi kesilmek bilmiyo Rabbime şükürler olsun , umudu tükenen yaşamasın daha iyi öyle büyük Rahmet sahibi ALLAH ımız varki hamd ve şükür olsun ona ...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt