Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

EHL-İ BEYT'İN KÜNYESi (1 Kullanıcı)

EHL-İ BEYT'İN KÜNYESi

  • Ehl-i Beyt'i severek

    Oylama: 0 0.0%
  • Ehl-i Beyt düşmanlarından (l.a.) uzak durarak

    Oylama: 0 0.0%
  • Ehl-i Beyt'i kendimize önder edinerek

    Oylama: 0 0.0%
  • Ehl-i Beyt'i kendimize örnek alarak

    Oylama: 0 0.0%
  • Ehl-i Beyt'e saygı göstererek

    Oylama: 0 0.0%
  • Hepsi

    Oylama: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    0
  • Anket kapatılmış .

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
EHL-İ BEYT SEVGiSi

EHL-İ BEYT SEVGiSi

Hakem bin Uteybe diyor ki:
”İmam Muhammed Bakır’ın (a.s.) huzurundaydık.
Meclis insanlarla dolmuştu.
Bu arada ihtiyar bir adam elinde asasıyla oraya geldi ve bir köşede durup
“Esselamu aleyke yebne Resulillah ve rahmetullahi ve berakatuh
( Allah’ın selamı rahmet ve bereketleri üzerine olsun ey Rasulullah’ın oğlu) diyerek İmam Muhammed Bakır’ı selamladı.

İmam (a.s.) “ Ve aleykesselam ve rahmetullahi ve berekatuh”
diyerek cevabını verdi.
Sonra adam oradakilere dönerek
“Esselamu aleykum” deyip onları da selamladı.
Onlarda cevabını verdiler.

Daha sonra adam, İmam’a hitap ederek şöyle arzetti:
“Ey Rasulullah’ın oğlu, beni kendi yanına çağır;
Allah’a yemin ederim ki ben sizi seviyorum;
dostlarınızı da seviyorum.
Allah’a yemin olsun ki sizi ve dostlarınızı dünya tamahı için değil (Allah rızası için) seviyorum.

Ben sizin düşmanlarınıza karşı düşmanlık besliyorum
ve onlardan teberri ediyorum.

Allah’a yemin olsun ki ben düşmanlarınıza bana yaptıkları bir kötülükten dolayı (şahsi sebeplerden dolayı değil),
size düşman olduklarından dolayı düşmanlık besliyorum.

Allah’a yemin olsun ki ben sizin helal bildiğinizi helal, haram bildiğinizi de haram biliyorum
ve sizin ferecinizi ( kurtuluşunuzu ) bekliyorum.
Allah canımı size feda etsin.
Acaba (bu halimle) benim için kurtuluş bekliyor musunuz?

İmam (a.s.) “Yaklaş bana, yaklaş bana” buyurdu ve şöyle devam etti:

“Ey ihtiyar, adamın birisi babam Zeynü’l Abidin’in (a.s.) yanına gelip
aynı sorduğun soruyu ona sordu; babam ona şu cevabı verdi:

”Eğer ölürsen Rasulullah (s.a.a.),
Ali, Hasan, Hüseyin ve Ali bin Hüseyin (Zeynü’l Abidin’in) huzuruna varacaksın.
Kalbin yatışacak, gönlün sevinecek,gözün aydınlanacak
ve (boğazına işaret ederek) ruhun boğazına ulaştığı zaman (ölüm anında), yüce melekler sevinç ve sürurla seni karşılayacaklar.

Eğer diri kalırsan gözünü aydınlatıp (seni mutlu edecek) şeylerle karşılaşacaksın.
Ahirette ise cennetin yüce derecelerinde bizimle olacaksın.”

İhtiyar (şaşkınlık ve hayretle) “Ne diyorsunuz?” dediğinde,
İmam şöyle buyurdu:
”Diyorum ki kıyamet günü yüce cennette bizimle birlikte olacaksın!”
İhtiyar “Allah-u Ekber!” dedi ve devam etti:
”Ey Eba Cafer -İmam Bakır- yani ben öldüğümde
Rasulullah (s.a.a.), Hz.Ali, Hz.Hasan, Hz.Hüseyin ve Hz. Zeynü’l Abidin’in huzuruna varacağım.
Gözüm aydın, kalbim şad ve gönlüm huzurla dolacak.
Meleklerin sevinç ve sürurlarıyla karşılanacağım;
diri kalırsam Allah’ın gözlerimi aydınlatacağı şeylerle karşılaşacağım
ve sizinle cennet-i a’lada birlikte olacağım, öyle mi?”

Bunları söylerken heyecandan hızlı hızlı soluklanıyor ve ağlıyordu
ve bilahare dayanamayıp yere düştü.

Orada bulunanlarda onun bu durumunu görüp heyecandan ağlıyorlardı.
İmam (a.s.) kendi mübarek eliyle onu gözyaşlarını temizledi.

Daha sonra ihtiyar başını kaldırıp İmam’a şöyle arzetti: ”
Ey Rasulullah’ın oğlu, Allah beni size feda etsin; lütfen elinizi bana verin.” İmam’ın elini alıp öptü, yüzüne gözüne sürdü.
Sonra gömleğini yukarıya kaldırıp İmam’ın mübarek elini karnına ve göğsüne sürdü.
Ardından kalkıp “Es-selamu aleykum” diyerek meclisten dışarı çıktı.

İmam (a.s.) ardından ona bakıp şöyle buyurdu:
”Kim cennetlik bir kimseye bakmak isterse bu adama baksın…”
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
B)
B) B) B) B)
B) B) B) B) B) B) B) B)
B)


SELAM OLSUN O'NA (S.A.A) ve ONUN EHL-İ BEYTİNE (A.S.)
 

beyazkus58

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Eki 2011
Mesajlar
30
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
70
03- HZ. ALİ (A.S)’ın KISACA BİYOGRAFİSİ


Adı:
Ali (a.s).

Lakapları:
Emir’ul-Müminin, Murtaza, Haydar.

Künyesi:
Ebu’l-Hasan, Ebu Turab.

Baba -Ana:
Ebu Talib, Esed kızı Fatıma.

Doğumu:
Bi’setten on yıl önce, Recep ayının 13. günü Kabe’nin içinde doğmuştur.

Hilafeti:
Hicretin 36'sından 40'ına kadar (takriben 4 yıl dokuz ay).

İmamet Süresi :

30 yıl. Bu sürenin dört yıl dokuz ayında hükümet etmiştir.

Şahadeti:

Hicretin 40. yılı Ramazan ayının 19. günü Kufe Mescidi’nin mihrabında, en şaki kimsenin (İbn-i Mülcem’in) darbesiyle Ramazan’ın 21. gecesi 63 yaşında iken şahadete erişmiştir.

Mezarı:
Necef-i Eşref’te.

Yaşam Dönemi:
1- Çocukluk dönemi (yaklaşık on yıl).
2- Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’le geçirdiği dönem (yaklaşık yirmi üç yıl).
3- Hilafet mesnedinden uzaklaştırıldığı dönem (yaklaşık yirmi beş yıl).
4- Hilafet dönemi (yaklaşık dört yıl, dokuz ay).

Çocukları:

Hz. Fatıma’dan;
Hasan (a.s), Hüseyin (a.s),
Zeyneb (a.s), Ümmü Gülüsüm (a.s)
ve Muhsin adında beş çocuğu olmuştur.
(Muhsin, mel’unlar tarafından anne karnında öldürülmüştür.)


Hazreti Omerin Hazreti Alinin Kapisina dayanarak ve Hz.Fatmayi tartaklamasini neticesinde ölen cocuk Muhsindir,Sebebine gelince Hz.Ebu Bekire Biat edilmesini israrla ve Inatla saglamak icini,Bu durumda Hz.Omet Annesinin karninda ölen Muhsinin Katilidir,Ebu Bekire biat ettirmekle kendisine Zemin hazirlamis.Hilyetul Evliyada Hafiz Ebu Nuaym-Isfahani Veda haccinda ,Gadirihum da Hz.Peygamberin Uzun hutbesinde " Ben Kimin Mevlasiysam Alide Onlarin Mevlasidir,Beni seven Aliyi sevsin,Aliye düsman olan Bana düsmandir" Burada Aliyi kendisine Vasi ve Imam tayin etmistir Ilk Kutlayanda Omer yani Hattab oglu Omer lakabiyla anilan Hz.Omerdir.Hz.Muhammedin sözlerine ilk muhalefet edende Hz.Omerdir. Cenabi Allah bizim bilmediklerimizi ve görmediklerimizi görendir.Yargi karari yüce Rabbindir,Bizler Tarihin yazdiklarini beyan etmekteyiz,Kimseye camur ve Lanet okuma gibi Lüksümüz yoktur,Aliyi sevmek Muhammedi sevmekse suc bunun neresinde,Sefaati Muhammedden baska isteme kapisi varmi.Selametle
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Hazreti Omerin Hazreti Alinin Kapisina dayanarak ve Hz.Fatmayi tartaklamasini neticesinde ölen cocuk Muhsindir,Sebebine gelince Hz.Ebu Bekire Biat edilmesini israrla ve Inatla saglamak icini,Bu durumda Hz.Omet Annesinin karninda ölen Muhsinin Katilidir,Ebu Bekire biat ettirmekle kendisine Zemin hazirlamis.Hilyetul Evliyada Hafiz Ebu Nuaym-Isfahani Veda haccinda ,Gadirihum da Hz.Peygamberin Uzun hutbesinde " Ben Kimin Mevlasiysam Alide Onlarin Mevlasidir,Beni seven Aliyi sevsin,Aliye düsman olan Bana düsmandir" Burada Aliyi kendisine Vasi ve Imam tayin etmistir Ilk Kutlayanda Omer yani Hattab oglu Omer lakabiyla anilan Hz.Omerdir.Hz.Muhammedin sözlerine ilk muhalefet edende Hz.Omerdir. Cenabi Allah bizim bilmediklerimizi ve görmediklerimizi görendir.Yargi karari yüce Rabbindir,Bizler Tarihin yazdiklarini beyan etmekteyiz,Kimseye camur ve Lanet okuma gibi Lüksümüz yoktur,Aliyi sevmek Muhammedi sevmekse suc bunun neresinde,Sefaati Muhammedden baska isteme kapisi varmi.Selametle
İftirayla,dalaletle,bidatle,takiyyeyle Müslümanlık davası güdülemez...
KURBAN OLUN AYAĞININ TOZUNA,
HZ ÖMERİNDE,
HZ ALİNİNDE...
İçinizdeki fitne onlarda yoktu...
ONLARIN TEK GAYESİ ALLAHTI...
 

beyazkus58

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Eki 2011
Mesajlar
30
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
70
İftirayla,dalaletle,bidatle,takiyyeyle Müslümanlık davası güdülemez...
KURBAN OLUN AYAĞININ TOZUNA,
HZ ÖMERİNDE,
HZ ALİNİNDE...
İçinizdeki fitne onlarda yoktu...
ONLARIN TEK GAYESİ ALLAHTI...

Sevgili Kardas Ehlibeyt sevgisinde Kinin Zerresi bulunmaz,Kinin Asil babasi Senin Sahiplendiklerinde,Senden Ricam Ehli sünnetin Muter ve Saygin Kitaplarini bir güzel oku,Yalniz Muaviyenin Penceresinden Bakmayi birak,Ben Hic Kimseye Iftira etmem,Eger Ehli sünnetin Itibarli yazarlari Iftira ediyorlarsa.!!!Ki Bu sayacagimHicbir Muhterem bu yola tevasul olmamistir,Senin sualinden dolayi Kabul ediyim,Sevgili kardas diyorum,Yazik sen önce icindeki Kini nefreti ve Mundardan Arin ,Ben Delilsiz yazmiyorum vede yazmiyacagim,Benim Kimseye karsi bir Kinim ve nefretim Yok Allaha Sükür.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Sevgili Kardas Ehlibeyt sevgisinde Kinin Zerresi bulunmaz,Kinin Asil babasi Senin Sahiplendiklerinde,Senden Ricam Ehli sünnetin Muter ve Saygin Kitaplarini bir güzel oku,Yalniz Muaviyenin Penceresinden Bakmayi birak,Ben Hic Kimseye Iftira etmem,Eger Ehli sünnetin Itibarli yazarlari Iftira ediyorlarsa.!!!Ki Bu sayacagimHicbir Muhterem bu yola tevasul olmamistir,Senin sualinden dolayi Kabul ediyim,Sevgili kardas diyorum,Yazik sen önce icindeki Kini nefreti ve Mundardan Arin ,Ben Delilsiz yazmiyorum vede yazmiyacagim,Benim Kimseye karsi bir Kinim ve nefretim Yok Allaha Sükür.
MUNDAR SENİN PİS AĞZINDA...
İŞİN GÜCÜN HZ EBUBEKRE VE HZ ÖMERE ÇATMAK...
Allahtan korkmaz,kuldan utanmaz herif...
İftira üstüne iftira ediyorsun...
En büyük sahabelerimize alçakça saldırıyorsun...
Çıkıyorsun YAHUDİ İBNİ SEBE DÖLÜ OLDUĞUNU İSPATLARCASINA ciyaklıyorsun...
Yok sizde kin yokmuş...Bizde inandık...
Sizin dininiz kin olmuş...
HEMDE İSLAMA VE İSLAM KAHRAMANLARINA...
HZ ALİNİN DE,HZ MUAVİYENİN DE TIRNAĞI OLAMAZKEN,İFTİRALARIN GIRLA GİDİYOR...
BU YAZIDAN SONRA DA ÇIKIP CİYAKLAMA...
SEN HZ ÖMERE İFTİRA ATARSAN,BEN SANA NELER ATARIM NELER...
 

beyazkus58

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Eki 2011
Mesajlar
30
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
70
MUNDAR SENİN PİS AĞZINDA...
İŞİN GÜCÜN HZ EBUBEKRE VE HZ ÖMERE ÇATMAK...
Allahtan korkmaz,kuldan utanmaz herif...
İftira üstüne iftira ediyorsun...
En büyük sahabelerimize alçakça saldırıyorsun...
Çıkıyorsun YAHUDİ İBNİ SEBE DÖLÜ OLDUĞUNU İSPATLARCASINA ciyaklıyorsun...
Yok sizde kin yokmuş...Bizde inandık...
Sizin dininiz kin olmuş...
HEMDE İSLAMA VE İSLAM KAHRAMANLARINA...
HZ ALİNİN DE,HZ MUAVİYENİN DE TIRNAĞI OLAMAZKEN,İFTİRALARIN GIRLA GİDİYOR...
BU YAZIDAN SONRA DA ÇIKIP CİYAKLAMA...
SEN HZ ÖMERE İFTİRA ATARSAN,BEN SANA NELER ATARIM NELER...

Fatih Sultan Mehmedin Tugrasinin Arkasina saklanmis Birinin Insanlik derecesi ne yazikki insana yakismiyan delilsiz,Mesnettsiz Kuru bir Cahilin Saklanmisiyla Karsi karsiyayiz.???????????????????????????????????????????

Muaviye Samda Hz.Ali(a.s)Hz,Peygamberin(s,a,a)nin Torunlari Hasan ve Hüseyine,Ibn Abbasa,Malik ve Estere Küfür ettimi ve ettirdimi,Yoksa bu Alevilleri,Kizilbaslarin,Sialarin bir yalanimi,Bu sövgü ile Ilgili Hz.Peygamber Salallahü Aleyhissellem in Bir Laneti varmi yokmu.Farz etki ben Zindik biriyim senin bana yakistirdiklarindanim,Ispat etki 4 kiside hak versin,Eger ben Hz.Omere Iftira ediyorsam Bu Iftiranin sahibi Sizin Muteber Hadis,Ilim Alimleriniz,Bana camura gerek yok,Dogruysa bu alimler sen Ne yapacaksin Nereye kacacan.??

Eger bizim Dinimizde Kin varsa Bir belge bul,Bir kanit getir,Amma Kin SIZIN Ruhunuzda,Ac Islam Tarihini Rafizi,Sia,Alevi diye Katlettiklerinizn Sayisini bile Tarih Kitaplariniz unutmamis,Sizin Bu Bagnaz Zülmünüze karsi biz Allaha siginmis dimdik ayaktayiz. Muhterem Günesi Balcikla siviyamazsiniz,Hic bir Hakli Haksiz duruma düsmemistir,düsmeyecek,Cenabul yaraticimiz ne hikmetse Kimi Kullarini senin gibi Kati Kalpli yaratmis,Ilim Cahilligini Alsada Kalbin Katiligindan Kurtulamayacaklar,Sana Mübarek Kurandan Ayeti kerimeyi de gösteririm,Kati Kalplilerin gidecegi yeride Gösteririm.!!!!

Senden Rica ediyorum Lütfen Delilsiz bir sey yazma.Kaynak göster eger elimde varsa acip cevap vereyim,Yoksa arastirip bulayim.Ilim Besikten Mezara kadardir,Gostermelik bir kac Amelle Dini Kurtaramazsin,Bu Dünyaya bir daha dönüs yoktur.Selametle..............
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Sahte Mücahidler ve Boş naraları(2)
Yalan ve Gerçek…


Hamd Alemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur.Salat ve selam Alemlerin Efendisinin üzerine ve onun ashabının üzerine olsun.
Yalan ve Gerçek…
Birbirine zıt olan ama bazen birbirine katılıp insanlara sunulan bir çifttir.İkisini ayırmak çok kolay gibi görünse bile,taşıdıkları manaların birbirine karışması ve insanların bundan gafil olması çok rastlanan bir durumdur.
Bu 2 mefhumu değişik bir açıdan ele alıp,geçen yazımızın bir devamı olarak sizlerle paylaşmaya çalışacağız…
Yalan:
Şiiler bizim kardeşlerimizdir(!).Onlar Sünnileri kardeş(!) olarak görür,asla canlarına ve mallarına kast etmezler(!)
Onların değerlerine ve mukaddes saydıklarına asla ellerini ve dillerini uzatmazlar(!)
Gerçek:
Irak’ta başta Mukteda Es-Sadr’ın liderliğini yaptığı Mehdi ordusu,Bedir Tugayları,Irak hizbullahı ve Kudus Tugayları tarafından yıkılan,yakılan ve yağmalanan Sünni camilerimizin listesinden bir kesit…
1-El-Hamidiye camii (Bağdat-Rusafa)
2-Musab bin Amr camii (Bağdat-Rusafa Bunuk).
3-El-Beşirin Nezir camii (Bağdat Rusafa Şa’ab).
4-Yasin ve Kuran’il hakim camii (Bağdat Karh Ed-devre)
5-El-bettavi camii(Bağdat Karh Eş-şaleh)
6-El-ka’qaa camii (Bağdad Karh El-hürriye)
7-Ebu Hamid camii (Bağdad-Karh El-hürriye)
8-Eş-şükür camii (Bağdad-Karh El-Amil)
9-Aşere-i Mübeşşere camii (Bağdad-Karh El-amil)
10-Fettah Paşa camii (Bağdad-Karh El-beya)
11-Usame bin Zeyd camii (Babil-El husveh)
12-El-Envar camii (Babil-El-husveh)
13-Ez-zakirin camii (Bağdad ve Babil arasında)
14-İskenderiye kebir camii (Babil-İskenderiye)
15-Haticetu’l kubra camii (Bağdad-Karh El-Muvasalat)
16-Talha bin Ubeydullah camii (Basra-Zübeyr)

Kaynak:El-Rashead araştırma merkezi

Yukarıda isimleri zikredilen bu Sünni camileri ya tamamen yıkılmış veya minaresi yıkılarak ağır hasar verilmiştir.Irak’ta ki Şia önderlerinin emirleri doğrultusunda bu mübarek ve tarihi camilere gözü dönmüş şekilde saldıran sahte mücahidler,yakıp yıkmışlar ve yağmalamışlardır.
Ayrıca bu saldırıya uğrayan camilerde ki birçok ulema ve cami cemaati hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır.
Şia önderleri bu yapılan vahşice saldırıları kınamak şöyle dursun bu olayları örtbas etmeye çalışmışlardır.
Böylece Müslüman alemine Vahdet adı altında yutturulmaya çalışılan ‘Şiiler kardeşdir’ masalının ne kadar gerçeklikle bağlantısı olduğu Müslümanlar tarafından acı bir şekilde anlaşılmıştır.

Yalan:
İran devleti Sünnilere karşı ılımlı(!) bir tutum izlemektedir.Onların ibadetlerine karışmamakta(!) ve onların haklarını savunmaktadır(!).Dolayısıyla Sünniler İran’da çok rahat(!) bir hayat sürmektedirler.

Gerçek:
İran’da tüm dünyanın gözleri önünde ortalama 2-3 ayda bir Sünni alim katliamı yaşanmaktadır.Bazen İdam gibi devlet eli ile bazen ise kimliği belirsiz organize gruplar tarafından işlenen cinayetler sonucunda birçok Ehli sünnet alimi ve din adamı şehid edilmiştir.
Şehid edilen Ehli sünnet ulemasından bazıları:
Şeyh Muhammed Şeyhulislam (Suikast)
Şeyh Burhan Ali (Suikast)
İmam –Bakh Naruhi (Suikast)
Şeyh Halilullah Zari (İdam)
Şeyh Hafız Selahaddin Seyyid (İdam)

Yalan:
Şiiler aslında Sahabe düşmanı değillerdir(!).Sadece Ehli Beyte olan sevgileri(!) yüzünden sahabelere bir kırgınlıkları olabilir(!)Ama Şiilikte asla Sahabelere düşmanlık ve hakaret olmaz(!)

Gerçek:
İran’ın Kaşan şehrinde Hz.Ömer efendimizi şehid eden Mecusi Köle Ebu’l lu’lu’ya ait olan mezar,türbe haline getirilmiştir.Bu sözde türbe Şiilerin toplanıp bu mecusiye dua ettikleri,Hz.Ömer efendimize lanet ettikleri,ayinlerin yapıldığı bir yere dönüşmüştür.Geçtiğimiz günlerde Mısır’da ve Ürdün’deki Müslüman gruplar İran devletinden burayı kapatmasını talep ettiler.

Kuveytli Şii alimlerden(!) Yasir El-Habib isimli bedbaht kişi 2010 yılında Londra’da bir kutlama töreni tertip etti.
Bu törenin ismi ‘Aişe Cehennemde’(Haşa ve Kella) idi.Bu törende etrafına topladığı Şiiler ile Hulefa-i Raşidin efendilerimize ağır hakaretler ve lanetlerden sonra Alemlerin efendisinin tertemiz zevceci Hz.Ayşe annemize akıl almaz ve burada zikredilmeyecek iftiralarda bulundular.
Şiilerin İslam dünyasına olan zararları ve tehditleri saydığımız birkaç maddeden çok daha fazladır ve vahimdir.İşin an acı tarafı ise Müslümanların bu konuda bilgisiz olmaları veya tehlikenin boyutlarının farkında olmamalarıdır.
Ayrıca Ehli Sünnet mensubu gibi kendini tanıtarak,bu görüşü zayıflatmak ve içini boşaltmak gibi hain planlarını sinsice eyleme döken birçok kişi ortada cirit atmaktadır.Bu kişiler bazen hoca kimliği ile bazen ise yazar kimliği karşımıza çıkıp bizim tertemiz itikatımızı sarsmak ve hizmet ettikleri gizli patronlarına karşı bizim sempati duymamız için olanca gayretleri ile faaliyet içerisindedirler.
Özellikle sahip oldukları medya kurumları ve kitabevleri vesilesi ile milyonlarca insana ulaşıp zihinleri bulandırma ve saydığımız cami yıkan sahte mücahidlere karşı bizlerin kalplerine muhabbet tohumları ekmekle meşguldürler.
Açıktan Şia propagandası yapmak mümkün olmadığı için Ehli Sünnet kimliği adı altında bazen bizlerin sahabelere olan sevgi ve muhabbetini sarsmak veya Ehli sünnet ulemasının görüşlerini eleştirip,yok saymak gibi vahim icraatlerde bulunmaktadırlar.
İşin en garip ve en acı yanı ise,bu yapılan tezgahın farkında olan ve bunu Allah rızasını gözeterek engellemeye çalışan Ehli Sünnet müdafileri,mezhep taassupçuluğu veya Amerikan ajanı gibi iftiralarla yaftalanmaya çalışılmaktadır.
Yani bizler,sahip olduğumuz itikati değerleri savunmak,Peygamber sevgisinin gerektirdiği Sahabe sevgisinden sapmamak,Ehli sünnet uleması ve Allah dostlarına saygı göstermek gibi amellerle aslında ümmetin birliğini bozmak gibi bir Amerikan(!) veya Siyonizm(!) oyununa hizmet etmiş oluyormuşuz da,bu bizim Sahte Mücahidler ise camileri yağmalayıp,mezhebleri için katliamlara girişerek ümmetin birliğini koruyorlarmış ve Yahudi oyunlarını bozuyorlarmış…
Tarihte ki ve günümüzdeki Şia’nın amaçları hep aynı olup sadece isimler ve stratejiler değişmiştir.O zamanlar Yavuz Sultan Selim tarafından Çaldıran’da yedikleri tokat ile İran içine hapsolup sapkın mezheplerini İslam dünyasına enjekte etme hayalleri yıkılan Şiiler maalesef günümüzde mezheplerini yaymaktan öte Ehli sünnet Müslümanlarının kafasını karıştırmaya muktedir olmuş ve nice kitleleri kendine sempati duymaya ikna etmiştir.Bu amaç için Cihad mefhumunu kullanmaktadır.Amerika ve İsrail gibi ülkelere içi boş naralar ve çıkışlar yaparak güya İslam dünyasının liderliğine soyunmakta ve kendini cahil kitlelere hayran bıraktırmaya çalışmaktadır.Ayrıca desteklediği Irak ve Lübnan’daki Şii liderler vasıtası ile İslam dünyasındaki tesirini arttırmaktadır.Afganistan’da Amerika ve Çeçenistan’da Rusya tarafından Sünni rejimlere yapılan müdahalelere ve katliamlara sessiz kalan bu bizim sahte mücahidler konu kendi mezhepleri oldu mu hemen İslam dünyasının liderliğine soyunarak sonu gelmeyen tehditler ve hamleler yapmaktadır.Ayrıca sahip olmaya çalıştığı nükleer gücü sanki İslam dünyası adına edinirmiş rolune bürünerek Müslümanların desteğini almaktadır.Bizim bazı Müslümanlarda İran’ın nükleer güç olmasını arzulamakta ama İran’ın bu gücü aslında kendi mezhebini yaymaktan öte hiçbir amaç için kullanmayacağı gerçeğini görememektedirler.
İran’ın bu saydığımız niyetleri hakkında kanıt isteyenlerin kısa bir araştırma yapması fazlası ile tatmin olmalarına yetecektir.
Rabbimiz Ehli Sünnet anlayışından zerre kadar kaymaktan ve bizlere sonsuz bir kin duyan maskelenmiş yüzlere hüsnü zan beslemekten muhafaza buyursun.
Rabbimiz inancımıza ve değerlerimize düşman olanların gerçek niyetlerini anlamayı nasip etsin…
Varoluş sebebimiz olan kulluğumuza yakışır amellere yaşamayı düstür edinmemizi bizlere ihsan etsin.
Amin…


Abdulhamid Denge

İstikamet Dergisi Aralık Sayısı...(2011)
 

esraisra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Kas 2011
Mesajlar
337
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Sahte Mücahidler ve Boş naraları(2)
Yalan ve Gerçek…


Hamd Alemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur.Salat ve selam Alemlerin Efendisinin üzerine ve onun ashabının üzerine olsun.
Yalan ve Gerçek…
Birbirine zıt olan ama bazen birbirine katılıp insanlara sunulan bir çifttir.İkisini ayırmak çok kolay gibi görünse bile,taşıdıkları manaların birbirine karışması ve insanların bundan gafil olması çok rastlanan bir durumdur.
Bu 2 mefhumu değişik bir açıdan ele alıp,geçen yazımızın bir devamı olarak sizlerle paylaşmaya çalışacağız…
Yalan:
Şiiler bizim kardeşlerimizdir(!).Onlar Sünnileri kardeş(!) olarak görür,asla canlarına ve mallarına kast etmezler(!)
Onların değerlerine ve mukaddes saydıklarına asla ellerini ve dillerini uzatmazlar(!)
Gerçek:
Irak’ta başta Mukteda Es-Sadr’ın liderliğini yaptığı Mehdi ordusu,Bedir Tugayları,Irak hizbullahı ve Kudus Tugayları tarafından yıkılan,yakılan ve yağmalanan Sünni camilerimizin listesinden bir kesit…
1-El-Hamidiye camii (Bağdat-Rusafa)
2-Musab bin Amr camii (Bağdat-Rusafa Bunuk).
3-El-Beşirin Nezir camii (Bağdat Rusafa Şa’ab).
4-Yasin ve Kuran’il hakim camii (Bağdat Karh Ed-devre)
5-El-bettavi camii(Bağdat Karh Eş-şaleh)
6-El-ka’qaa camii (Bağdad Karh El-hürriye)
7-Ebu Hamid camii (Bağdad-Karh El-hürriye)
8-Eş-şükür camii (Bağdad-Karh El-Amil)
9-Aşere-i Mübeşşere camii (Bağdad-Karh El-amil)
10-Fettah Paşa camii (Bağdad-Karh El-beya)
11-Usame bin Zeyd camii (Babil-El husveh)
12-El-Envar camii (Babil-El-husveh)
13-Ez-zakirin camii (Bağdad ve Babil arasında)
14-İskenderiye kebir camii (Babil-İskenderiye)
15-Haticetu’l kubra camii (Bağdad-Karh El-Muvasalat)
16-Talha bin Ubeydullah camii (Basra-Zübeyr)

Kaynak:El-Rashead araştırma merkezi

Yukarıda isimleri zikredilen bu Sünni camileri ya tamamen yıkılmış veya minaresi yıkılarak ağır hasar verilmiştir.Irak’ta ki Şia önderlerinin emirleri doğrultusunda bu mübarek ve tarihi camilere gözü dönmüş şekilde saldıran sahte mücahidler,yakıp yıkmışlar ve yağmalamışlardır.
Ayrıca bu saldırıya uğrayan camilerde ki birçok ulema ve cami cemaati hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır.
Şia önderleri bu yapılan vahşice saldırıları kınamak şöyle dursun bu olayları örtbas etmeye çalışmışlardır.
Böylece Müslüman alemine Vahdet adı altında yutturulmaya çalışılan ‘Şiiler kardeşdir’ masalının ne kadar gerçeklikle bağlantısı olduğu Müslümanlar tarafından acı bir şekilde anlaşılmıştır.

Yalan:
İran devleti Sünnilere karşı ılımlı(!) bir tutum izlemektedir.Onların ibadetlerine karışmamakta(!) ve onların haklarını savunmaktadır(!).Dolayısıyla Sünniler İran’da çok rahat(!) bir hayat sürmektedirler.

Gerçek:
İran’da tüm dünyanın gözleri önünde ortalama 2-3 ayda bir Sünni alim katliamı yaşanmaktadır.Bazen İdam gibi devlet eli ile bazen ise kimliği belirsiz organize gruplar tarafından işlenen cinayetler sonucunda birçok Ehli sünnet alimi ve din adamı şehid edilmiştir.
Şehid edilen Ehli sünnet ulemasından bazıları:
Şeyh Muhammed Şeyhulislam (Suikast)
Şeyh Burhan Ali (Suikast)
İmam –Bakh Naruhi (Suikast)
Şeyh Halilullah Zari (İdam)
Şeyh Hafız Selahaddin Seyyid (İdam)

Yalan:
Şiiler aslında Sahabe düşmanı değillerdir(!).Sadece Ehli Beyte olan sevgileri(!) yüzünden sahabelere bir kırgınlıkları olabilir(!)Ama Şiilikte asla Sahabelere düşmanlık ve hakaret olmaz(!)

Gerçek:
İran’ın Kaşan şehrinde Hz.Ömer efendimizi şehid eden Mecusi Köle Ebu’l lu’lu’ya ait olan mezar,türbe haline getirilmiştir.Bu sözde türbe Şiilerin toplanıp bu mecusiye dua ettikleri,Hz.Ömer efendimize lanet ettikleri,ayinlerin yapıldığı bir yere dönüşmüştür.Geçtiğimiz günlerde Mısır’da ve Ürdün’deki Müslüman gruplar İran devletinden burayı kapatmasını talep ettiler.

Kuveytli Şii alimlerden(!) Yasir El-Habib isimli bedbaht kişi 2010 yılında Londra’da bir kutlama töreni tertip etti.
Bu törenin ismi ‘Aişe Cehennemde’(Haşa ve Kella) idi.Bu törende etrafına topladığı Şiiler ile Hulefa-i Raşidin efendilerimize ağır hakaretler ve lanetlerden sonra Alemlerin efendisinin tertemiz zevceci Hz.Ayşe annemize akıl almaz ve burada zikredilmeyecek iftiralarda bulundular.
Şiilerin İslam dünyasına olan zararları ve tehditleri saydığımız birkaç maddeden çok daha fazladır ve vahimdir.İşin an acı tarafı ise Müslümanların bu konuda bilgisiz olmaları veya tehlikenin boyutlarının farkında olmamalarıdır.
Ayrıca Ehli Sünnet mensubu gibi kendini tanıtarak,bu görüşü zayıflatmak ve içini boşaltmak gibi hain planlarını sinsice eyleme döken birçok kişi ortada cirit atmaktadır.Bu kişiler bazen hoca kimliği ile bazen ise yazar kimliği karşımıza çıkıp bizim tertemiz itikatımızı sarsmak ve hizmet ettikleri gizli patronlarına karşı bizim sempati duymamız için olanca gayretleri ile faaliyet içerisindedirler.
Özellikle sahip oldukları medya kurumları ve kitabevleri vesilesi ile milyonlarca insana ulaşıp zihinleri bulandırma ve saydığımız cami yıkan sahte mücahidlere karşı bizlerin kalplerine muhabbet tohumları ekmekle meşguldürler.
Açıktan Şia propagandası yapmak mümkün olmadığı için Ehli Sünnet kimliği adı altında bazen bizlerin sahabelere olan sevgi ve muhabbetini sarsmak veya Ehli sünnet ulemasının görüşlerini eleştirip,yok saymak gibi vahim icraatlerde bulunmaktadırlar.
İşin en garip ve en acı yanı ise,bu yapılan tezgahın farkında olan ve bunu Allah rızasını gözeterek engellemeye çalışan Ehli Sünnet müdafileri,mezhep taassupçuluğu veya Amerikan ajanı gibi iftiralarla yaftalanmaya çalışılmaktadır.
Yani bizler,sahip olduğumuz itikati değerleri savunmak,Peygamber sevgisinin gerektirdiği Sahabe sevgisinden sapmamak,Ehli sünnet uleması ve Allah dostlarına saygı göstermek gibi amellerle aslında ümmetin birliğini bozmak gibi bir Amerikan(!) veya Siyonizm(!) oyununa hizmet etmiş oluyormuşuz da,bu bizim Sahte Mücahidler ise camileri yağmalayıp,mezhebleri için katliamlara girişerek ümmetin birliğini koruyorlarmış ve Yahudi oyunlarını bozuyorlarmış…
Tarihte ki ve günümüzdeki Şia’nın amaçları hep aynı olup sadece isimler ve stratejiler değişmiştir.O zamanlar Yavuz Sultan Selim tarafından Çaldıran’da yedikleri tokat ile İran içine hapsolup sapkın mezheplerini İslam dünyasına enjekte etme hayalleri yıkılan Şiiler maalesef günümüzde mezheplerini yaymaktan öte Ehli sünnet Müslümanlarının kafasını karıştırmaya muktedir olmuş ve nice kitleleri kendine sempati duymaya ikna etmiştir.Bu amaç için Cihad mefhumunu kullanmaktadır.Amerika ve İsrail gibi ülkelere içi boş naralar ve çıkışlar yaparak güya İslam dünyasının liderliğine soyunmakta ve kendini cahil kitlelere hayran bıraktırmaya çalışmaktadır.Ayrıca desteklediği Irak ve Lübnan’daki Şii liderler vasıtası ile İslam dünyasındaki tesirini arttırmaktadır.Afganistan’da Amerika ve Çeçenistan’da Rusya tarafından Sünni rejimlere yapılan müdahalelere ve katliamlara sessiz kalan bu bizim sahte mücahidler konu kendi mezhepleri oldu mu hemen İslam dünyasının liderliğine soyunarak sonu gelmeyen tehditler ve hamleler yapmaktadır.Ayrıca sahip olmaya çalıştığı nükleer gücü sanki İslam dünyası adına edinirmiş rolune bürünerek Müslümanların desteğini almaktadır.Bizim bazı Müslümanlarda İran’ın nükleer güç olmasını arzulamakta ama İran’ın bu gücü aslında kendi mezhebini yaymaktan öte hiçbir amaç için kullanmayacağı gerçeğini görememektedirler.
İran’ın bu saydığımız niyetleri hakkında kanıt isteyenlerin kısa bir araştırma yapması fazlası ile tatmin olmalarına yetecektir.
Rabbimiz Ehli Sünnet anlayışından zerre kadar kaymaktan ve bizlere sonsuz bir kin duyan maskelenmiş yüzlere hüsnü zan beslemekten muhafaza buyursun.
Rabbimiz inancımıza ve değerlerimize düşman olanların gerçek niyetlerini anlamayı nasip etsin…
Varoluş sebebimiz olan kulluğumuza yakışır amellere yaşamayı düstür edinmemizi bizlere ihsan etsin.
Amin…


Abdulhamid Denge

İstikamet Dergisi Aralık Sayısı...(2011)

maşallah güzel bir paylaşım olmuş kardeşim
 

esraisra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Kas 2011
Mesajlar
337
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Sahte Mücahidler ve Boş naraları(2)
Yalan ve Gerçek…


Hamd Alemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur.Salat ve selam Alemlerin Efendisinin üzerine ve onun ashabının üzerine olsun.
Yalan ve Gerçek…
Birbirine zıt olan ama bazen birbirine katılıp insanlara sunulan bir çifttir.İkisini ayırmak çok kolay gibi görünse bile,taşıdıkları manaların birbirine karışması ve insanların bundan gafil olması çok rastlanan bir durumdur.
Bu 2 mefhumu değişik bir açıdan ele alıp,geçen yazımızın bir devamı olarak sizlerle paylaşmaya çalışacağız…
Yalan:
Şiiler bizim kardeşlerimizdir(!).Onlar Sünnileri kardeş(!) olarak görür,asla canlarına ve mallarına kast etmezler(!)
Onların değerlerine ve mukaddes saydıklarına asla ellerini ve dillerini uzatmazlar(!)
Gerçek:
Irak’ta başta Mukteda Es-Sadr’ın liderliğini yaptığı Mehdi ordusu,Bedir Tugayları,Irak hizbullahı ve Kudus Tugayları tarafından yıkılan,yakılan ve yağmalanan Sünni camilerimizin listesinden bir kesit…
1-El-Hamidiye camii (Bağdat-Rusafa)
2-Musab bin Amr camii (Bağdat-Rusafa Bunuk).
3-El-Beşirin Nezir camii (Bağdat Rusafa Şa’ab).
4-Yasin ve Kuran’il hakim camii (Bağdat Karh Ed-devre)
5-El-bettavi camii(Bağdat Karh Eş-şaleh)
6-El-ka’qaa camii (Bağdad Karh El-hürriye)
7-Ebu Hamid camii (Bağdad-Karh El-hürriye)
8-Eş-şükür camii (Bağdad-Karh El-Amil)
9-Aşere-i Mübeşşere camii (Bağdad-Karh El-amil)
10-Fettah Paşa camii (Bağdad-Karh El-beya)
11-Usame bin Zeyd camii (Babil-El husveh)
12-El-Envar camii (Babil-El-husveh)
13-Ez-zakirin camii (Bağdad ve Babil arasında)
14-İskenderiye kebir camii (Babil-İskenderiye)
15-Haticetu’l kubra camii (Bağdad-Karh El-Muvasalat)
16-Talha bin Ubeydullah camii (Basra-Zübeyr)

Kaynak:El-Rashead araştırma merkezi

Yukarıda isimleri zikredilen bu Sünni camileri ya tamamen yıkılmış veya minaresi yıkılarak ağır hasar verilmiştir.Irak’ta ki Şia önderlerinin emirleri doğrultusunda bu mübarek ve tarihi camilere gözü dönmüş şekilde saldıran sahte mücahidler,yakıp yıkmışlar ve yağmalamışlardır.
Ayrıca bu saldırıya uğrayan camilerde ki birçok ulema ve cami cemaati hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır.
Şia önderleri bu yapılan vahşice saldırıları kınamak şöyle dursun bu olayları örtbas etmeye çalışmışlardır.
Böylece Müslüman alemine Vahdet adı altında yutturulmaya çalışılan ‘Şiiler kardeşdir’ masalının ne kadar gerçeklikle bağlantısı olduğu Müslümanlar tarafından acı bir şekilde anlaşılmıştır.

Yalan:
İran devleti Sünnilere karşı ılımlı(!) bir tutum izlemektedir.Onların ibadetlerine karışmamakta(!) ve onların haklarını savunmaktadır(!).Dolayısıyla Sünniler İran’da çok rahat(!) bir hayat sürmektedirler.

Gerçek:
İran’da tüm dünyanın gözleri önünde ortalama 2-3 ayda bir Sünni alim katliamı yaşanmaktadır.Bazen İdam gibi devlet eli ile bazen ise kimliği belirsiz organize gruplar tarafından işlenen cinayetler sonucunda birçok Ehli sünnet alimi ve din adamı şehid edilmiştir.
Şehid edilen Ehli sünnet ulemasından bazıları:
Şeyh Muhammed Şeyhulislam (Suikast)
Şeyh Burhan Ali (Suikast)
İmam –Bakh Naruhi (Suikast)
Şeyh Halilullah Zari (İdam)
Şeyh Hafız Selahaddin Seyyid (İdam)

Yalan:
Şiiler aslında Sahabe düşmanı değillerdir(!).Sadece Ehli Beyte olan sevgileri(!) yüzünden sahabelere bir kırgınlıkları olabilir(!)Ama Şiilikte asla Sahabelere düşmanlık ve hakaret olmaz(!)

Gerçek:
İran’ın Kaşan şehrinde Hz.Ömer efendimizi şehid eden Mecusi Köle Ebu’l lu’lu’ya ait olan mezar,türbe haline getirilmiştir.Bu sözde türbe Şiilerin toplanıp bu mecusiye dua ettikleri,Hz.Ömer efendimize lanet ettikleri,ayinlerin yapıldığı bir yere dönüşmüştür.Geçtiğimiz günlerde Mısır’da ve Ürdün’deki Müslüman gruplar İran devletinden burayı kapatmasını talep ettiler.

Kuveytli Şii alimlerden(!) Yasir El-Habib isimli bedbaht kişi 2010 yılında Londra’da bir kutlama töreni tertip etti.
Bu törenin ismi ‘Aişe Cehennemde’(Haşa ve Kella) idi.Bu törende etrafına topladığı Şiiler ile Hulefa-i Raşidin efendilerimize ağır hakaretler ve lanetlerden sonra Alemlerin efendisinin tertemiz zevceci Hz.Ayşe annemize akıl almaz ve burada zikredilmeyecek iftiralarda bulundular.
Şiilerin İslam dünyasına olan zararları ve tehditleri saydığımız birkaç maddeden çok daha fazladır ve vahimdir.İşin an acı tarafı ise Müslümanların bu konuda bilgisiz olmaları veya tehlikenin boyutlarının farkında olmamalarıdır.
Ayrıca Ehli Sünnet mensubu gibi kendini tanıtarak,bu görüşü zayıflatmak ve içini boşaltmak gibi hain planlarını sinsice eyleme döken birçok kişi ortada cirit atmaktadır.Bu kişiler bazen hoca kimliği ile bazen ise yazar kimliği karşımıza çıkıp bizim tertemiz itikatımızı sarsmak ve hizmet ettikleri gizli patronlarına karşı bizim sempati duymamız için olanca gayretleri ile faaliyet içerisindedirler.
Özellikle sahip oldukları medya kurumları ve kitabevleri vesilesi ile milyonlarca insana ulaşıp zihinleri bulandırma ve saydığımız cami yıkan sahte mücahidlere karşı bizlerin kalplerine muhabbet tohumları ekmekle meşguldürler.
Açıktan Şia propagandası yapmak mümkün olmadığı için Ehli Sünnet kimliği adı altında bazen bizlerin sahabelere olan sevgi ve muhabbetini sarsmak veya Ehli sünnet ulemasının görüşlerini eleştirip,yok saymak gibi vahim icraatlerde bulunmaktadırlar.
İşin en garip ve en acı yanı ise,bu yapılan tezgahın farkında olan ve bunu Allah rızasını gözeterek engellemeye çalışan Ehli Sünnet müdafileri,mezhep taassupçuluğu veya Amerikan ajanı gibi iftiralarla yaftalanmaya çalışılmaktadır.
Yani bizler,sahip olduğumuz itikati değerleri savunmak,Peygamber sevgisinin gerektirdiği Sahabe sevgisinden sapmamak,Ehli sünnet uleması ve Allah dostlarına saygı göstermek gibi amellerle aslında ümmetin birliğini bozmak gibi bir Amerikan(!) veya Siyonizm(!) oyununa hizmet etmiş oluyormuşuz da,bu bizim Sahte Mücahidler ise camileri yağmalayıp,mezhebleri için katliamlara girişerek ümmetin birliğini koruyorlarmış ve Yahudi oyunlarını bozuyorlarmış…
Tarihte ki ve günümüzdeki Şia’nın amaçları hep aynı olup sadece isimler ve stratejiler değişmiştir.O zamanlar Yavuz Sultan Selim tarafından Çaldıran’da yedikleri tokat ile İran içine hapsolup sapkın mezheplerini İslam dünyasına enjekte etme hayalleri yıkılan Şiiler maalesef günümüzde mezheplerini yaymaktan öte Ehli sünnet Müslümanlarının kafasını karıştırmaya muktedir olmuş ve nice kitleleri kendine sempati duymaya ikna etmiştir.Bu amaç için Cihad mefhumunu kullanmaktadır.Amerika ve İsrail gibi ülkelere içi boş naralar ve çıkışlar yaparak güya İslam dünyasının liderliğine soyunmakta ve kendini cahil kitlelere hayran bıraktırmaya çalışmaktadır.Ayrıca desteklediği Irak ve Lübnan’daki Şii liderler vasıtası ile İslam dünyasındaki tesirini arttırmaktadır.Afganistan’da Amerika ve Çeçenistan’da Rusya tarafından Sünni rejimlere yapılan müdahalelere ve katliamlara sessiz kalan bu bizim sahte mücahidler konu kendi mezhepleri oldu mu hemen İslam dünyasının liderliğine soyunarak sonu gelmeyen tehditler ve hamleler yapmaktadır.Ayrıca sahip olmaya çalıştığı nükleer gücü sanki İslam dünyası adına edinirmiş rolune bürünerek Müslümanların desteğini almaktadır.Bizim bazı Müslümanlarda İran’ın nükleer güç olmasını arzulamakta ama İran’ın bu gücü aslında kendi mezhebini yaymaktan öte hiçbir amaç için kullanmayacağı gerçeğini görememektedirler.
İran’ın bu saydığımız niyetleri hakkında kanıt isteyenlerin kısa bir araştırma yapması fazlası ile tatmin olmalarına yetecektir.
Rabbimiz Ehli Sünnet anlayışından zerre kadar kaymaktan ve bizlere sonsuz bir kin duyan maskelenmiş yüzlere hüsnü zan beslemekten muhafaza buyursun.
Rabbimiz inancımıza ve değerlerimize düşman olanların gerçek niyetlerini anlamayı nasip etsin…
Varoluş sebebimiz olan kulluğumuza yakışır amellere yaşamayı düstür edinmemizi bizlere ihsan etsin.
Amin…


Abdulhamid Denge

İstikamet Dergisi Aralık Sayısı...(2011)

maşallah güzel bir paylaşım olmuş kardeşim
 

KatrePare

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Tem 2011
Mesajlar
4,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Ah yasamina, dogumuna, tebligine, varligina, yokluguna, biyografisine kurban oldum Peygamber'im (s.a.v)..
Ve onun tertemiz Ehli Beyti !
Allah sizi ve zurriyetinizi korusun..
Bizleri ve SIZI karalamak isteyen fitneler zaten olacaktir. Allah'a havale ediyoruz onlari. Cunku ALLAH, El-Kahhar'dir. Gazap edenlerin en hayirlisidr. Allah razi olsun bu guzel paylasim icin..
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Sahte Mücahidler ve Boş naraları(2)
Yalan ve Gerçek…


Hamd Alemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur.Salat ve selam Alemlerin Efendisinin üzerine ve onun ashabının üzerine olsun.
Yalan ve Gerçek…
Birbirine zıt olan ama bazen birbirine katılıp insanlara sunulan bir çifttir.İkisini ayırmak çok kolay gibi görünse bile,taşıdıkları manaların birbirine karışması ve insanların bundan gafil olması çok rastlanan bir durumdur.
Bu 2 mefhumu değişik bir açıdan ele alıp,geçen yazımızın bir devamı olarak sizlerle paylaşmaya çalışacağız…
Yalan:
Şiiler bizim kardeşlerimizdir(!).Onlar Sünnileri kardeş(!) olarak görür,asla canlarına ve mallarına kast etmezler(!)
Onların değerlerine ve mukaddes saydıklarına asla ellerini ve dillerini uzatmazlar(!)
Gerçek:
Irak’ta başta Mukteda Es-Sadr’ın liderliğini yaptığı Mehdi ordusu,Bedir Tugayları,Irak hizbullahı ve Kudus Tugayları tarafından yıkılan,yakılan ve yağmalanan Sünni camilerimizin listesinden bir kesit…
1-El-Hamidiye camii (Bağdat-Rusafa)
2-Musab bin Amr camii (Bağdat-Rusafa Bunuk).
3-El-Beşirin Nezir camii (Bağdat Rusafa Şa’ab).
4-Yasin ve Kuran’il hakim camii (Bağdat Karh Ed-devre)
5-El-bettavi camii(Bağdat Karh Eş-şaleh)
6-El-ka’qaa camii (Bağdad Karh El-hürriye)
7-Ebu Hamid camii (Bağdad-Karh El-hürriye)
8-Eş-şükür camii (Bağdad-Karh El-Amil)
9-Aşere-i Mübeşşere camii (Bağdad-Karh El-amil)
10-Fettah Paşa camii (Bağdad-Karh El-beya)
11-Usame bin Zeyd camii (Babil-El husveh)
12-El-Envar camii (Babil-El-husveh)
13-Ez-zakirin camii (Bağdad ve Babil arasında)
14-İskenderiye kebir camii (Babil-İskenderiye)
15-Haticetu’l kubra camii (Bağdad-Karh El-Muvasalat)
16-Talha bin Ubeydullah camii (Basra-Zübeyr)

Kaynak:El-Rashead araştırma merkezi

Yukarıda isimleri zikredilen bu Sünni camileri ya tamamen yıkılmış veya minaresi yıkılarak ağır hasar verilmiştir.Irak’ta ki Şia önderlerinin emirleri doğrultusunda bu mübarek ve tarihi camilere gözü dönmüş şekilde saldıran sahte mücahidler,yakıp yıkmışlar ve yağmalamışlardır.
Ayrıca bu saldırıya uğrayan camilerde ki birçok ulema ve cami cemaati hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır.
Şia önderleri bu yapılan vahşice saldırıları kınamak şöyle dursun bu olayları örtbas etmeye çalışmışlardır.
Böylece Müslüman alemine Vahdet adı altında yutturulmaya çalışılan ‘Şiiler kardeşdir’ masalının ne kadar gerçeklikle bağlantısı olduğu Müslümanlar tarafından acı bir şekilde anlaşılmıştır.

Yalan:
İran devleti Sünnilere karşı ılımlı(!) bir tutum izlemektedir.Onların ibadetlerine karışmamakta(!) ve onların haklarını savunmaktadır(!).Dolayısıyla Sünniler İran’da çok rahat(!) bir hayat sürmektedirler.

Gerçek:
İran’da tüm dünyanın gözleri önünde ortalama 2-3 ayda bir Sünni alim katliamı yaşanmaktadır.Bazen İdam gibi devlet eli ile bazen ise kimliği belirsiz organize gruplar tarafından işlenen cinayetler sonucunda birçok Ehli sünnet alimi ve din adamı şehid edilmiştir.
Şehid edilen Ehli sünnet ulemasından bazıları:
Şeyh Muhammed Şeyhulislam (Suikast)
Şeyh Burhan Ali (Suikast)
İmam –Bakh Naruhi (Suikast)
Şeyh Halilullah Zari (İdam)
Şeyh Hafız Selahaddin Seyyid (İdam)

Yalan:
Şiiler aslında Sahabe düşmanı değillerdir(!).Sadece Ehli Beyte olan sevgileri(!) yüzünden sahabelere bir kırgınlıkları olabilir(!)Ama Şiilikte asla Sahabelere düşmanlık ve hakaret olmaz(!)

Gerçek:
İran’ın Kaşan şehrinde Hz.Ömer efendimizi şehid eden Mecusi Köle Ebu’l lu’lu’ya ait olan mezar,türbe haline getirilmiştir.Bu sözde türbe Şiilerin toplanıp bu mecusiye dua ettikleri,Hz.Ömer efendimize lanet ettikleri,ayinlerin yapıldığı bir yere dönüşmüştür.Geçtiğimiz günlerde Mısır’da ve Ürdün’deki Müslüman gruplar İran devletinden burayı kapatmasını talep ettiler.

Kuveytli Şii alimlerden(!) Yasir El-Habib isimli bedbaht kişi 2010 yılında Londra’da bir kutlama töreni tertip etti.
Bu törenin ismi ‘Aişe Cehennemde’(Haşa ve Kella) idi.Bu törende etrafına topladığı Şiiler ile Hulefa-i Raşidin efendilerimize ağır hakaretler ve lanetlerden sonra Alemlerin efendisinin tertemiz zevceci Hz.Ayşe annemize akıl almaz ve burada zikredilmeyecek iftiralarda bulundular.
Şiilerin İslam dünyasına olan zararları ve tehditleri saydığımız birkaç maddeden çok daha fazladır ve vahimdir.İşin an acı tarafı ise Müslümanların bu konuda bilgisiz olmaları veya tehlikenin boyutlarının farkında olmamalarıdır.
Ayrıca Ehli Sünnet mensubu gibi kendini tanıtarak,bu görüşü zayıflatmak ve içini boşaltmak gibi hain planlarını sinsice eyleme döken birçok kişi ortada cirit atmaktadır.Bu kişiler bazen hoca kimliği ile bazen ise yazar kimliği karşımıza çıkıp bizim tertemiz itikatımızı sarsmak ve hizmet ettikleri gizli patronlarına karşı bizim sempati duymamız için olanca gayretleri ile faaliyet içerisindedirler.
Özellikle sahip oldukları medya kurumları ve kitabevleri vesilesi ile milyonlarca insana ulaşıp zihinleri bulandırma ve saydığımız cami yıkan sahte mücahidlere karşı bizlerin kalplerine muhabbet tohumları ekmekle meşguldürler.
Açıktan Şia propagandası yapmak mümkün olmadığı için Ehli Sünnet kimliği adı altında bazen bizlerin sahabelere olan sevgi ve muhabbetini sarsmak veya Ehli sünnet ulemasının görüşlerini eleştirip,yok saymak gibi vahim icraatlerde bulunmaktadırlar.
İşin en garip ve en acı yanı ise,bu yapılan tezgahın farkında olan ve bunu Allah rızasını gözeterek engellemeye çalışan Ehli Sünnet müdafileri,mezhep taassupçuluğu veya Amerikan ajanı gibi iftiralarla yaftalanmaya çalışılmaktadır.
Yani bizler,sahip olduğumuz itikati değerleri savunmak,Peygamber sevgisinin gerektirdiği Sahabe sevgisinden sapmamak,Ehli sünnet uleması ve Allah dostlarına saygı göstermek gibi amellerle aslında ümmetin birliğini bozmak gibi bir Amerikan(!) veya Siyonizm(!) oyununa hizmet etmiş oluyormuşuz da,bu bizim Sahte Mücahidler ise camileri yağmalayıp,mezhebleri için katliamlara girişerek ümmetin birliğini koruyorlarmış ve Yahudi oyunlarını bozuyorlarmış…
Tarihte ki ve günümüzdeki Şia’nın amaçları hep aynı olup sadece isimler ve stratejiler değişmiştir.O zamanlar Yavuz Sultan Selim tarafından Çaldıran’da yedikleri tokat ile İran içine hapsolup sapkın mezheplerini İslam dünyasına enjekte etme hayalleri yıkılan Şiiler maalesef günümüzde mezheplerini yaymaktan öte Ehli sünnet Müslümanlarının kafasını karıştırmaya muktedir olmuş ve nice kitleleri kendine sempati duymaya ikna etmiştir.Bu amaç için Cihad mefhumunu kullanmaktadır.Amerika ve İsrail gibi ülkelere içi boş naralar ve çıkışlar yaparak güya İslam dünyasının liderliğine soyunmakta ve kendini cahil kitlelere hayran bıraktırmaya çalışmaktadır.Ayrıca desteklediği Irak ve Lübnan’daki Şii liderler vasıtası ile İslam dünyasındaki tesirini arttırmaktadır.Afganistan’da Amerika ve Çeçenistan’da Rusya tarafından Sünni rejimlere yapılan müdahalelere ve katliamlara sessiz kalan bu bizim sahte mücahidler konu kendi mezhepleri oldu mu hemen İslam dünyasının liderliğine soyunarak sonu gelmeyen tehditler ve hamleler yapmaktadır.Ayrıca sahip olmaya çalıştığı nükleer gücü sanki İslam dünyası adına edinirmiş rolune bürünerek Müslümanların desteğini almaktadır.Bizim bazı Müslümanlarda İran’ın nükleer güç olmasını arzulamakta ama İran’ın bu gücü aslında kendi mezhebini yaymaktan öte hiçbir amaç için kullanmayacağı gerçeğini görememektedirler.
İran’ın bu saydığımız niyetleri hakkında kanıt isteyenlerin kısa bir araştırma yapması fazlası ile tatmin olmalarına yetecektir.
Rabbimiz Ehli Sünnet anlayışından zerre kadar kaymaktan ve bizlere sonsuz bir kin duyan maskelenmiş yüzlere hüsnü zan beslemekten muhafaza buyursun.
Rabbimiz inancımıza ve değerlerimize düşman olanların gerçek niyetlerini anlamayı nasip etsin…
Varoluş sebebimiz olan kulluğumuza yakışır amellere yaşamayı düstür edinmemizi bizlere ihsan etsin.
Amin…


Abdulhamid Denge

İstikamet Dergisi Aralık Sayısı...(2011)

Allah razı olsun güzel paylaşım
 

KatrePare

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Tem 2011
Mesajlar
4,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Allah razi olsun.
O kadar faydali ve guzel bir paylasim ki.
Biz onlari ALLAH rizasi icin cok seviyoruz.
ALLAH bizi Resulullah'tan ve ehli beytinden ayirmasin.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt