Sibirya'nın uçsuz bucaksız topraklarındaki köylerin birinde, adamın biri hayata veda eder. Köylüler meftanın defin işlerini yapmak üzere toplanırlar ve dini merasimden sonra cenaze mezarlığa götürülmek üzere yola çıkılır. Cenaze alayı mısır tarlasısının ortasında ilerlerken tabut köylülerin ellerinden her nasılsa kayar ve tabutun içindeki ceset düşüp nehire yuvarlanır. Nehrin akıntısı cesedi dinamitle avlanan balıkçıların yanına kadar sürükler. Balıkçılar " Acaba adamı biz mi öldürdük? diye endişeye kapılarak cesedi askeri bir kışlanın tellerine gizlece bırakırlar. Kışlada nöbet tutan asker, bölgeye yabancı birinin yaklaştığını düşünerek uzaktan seçemediği cesedi yaylım ateşine tutar. Daha sonra hemen ambulans çağrılır ve delik deşik olan cesed acele hastaneye kaldırılır. Hastanedeki operasyon altı saat gibi oldukça uzun bir süre devam eder. Yorgun argın ameliyattan çıkan doktor alnından akan terleri silip derin bir nefes alır ve "Çok zor oldu ama galiba yaşayacak." diyerek mutlu bir şekilde yoluna devam eder.